Selahattin Pınar, Kalamış TODORİ’de anılıyor…
Kadıköylüler, Selahattin Pınar’ı bir defa daha anacak. Kalamış Todori’de, 6 Şubat 1960’da geçirdiği kalp krizi sonucu vefat eden ünlü Klasik Türk Müziği Bestecisi Tanburi Selahattin Pınar için, Kalamış Todori Tesisleri’nde bir anma gecesi düzenlenecek.
6 Şubat Çarşamba akşamı gerçekleştirilecek anma gecesinde, Arif Şanlı yönetimindeki Kartal Musiki Derneği Korosu ve Saz Heyeti ile İstanbul Barosu Korosu, onun eserlerini seslendirecek. Geceye Selahattin Pınar’ın yakınları, dostları ve Fenerbahçe Kulübü üyeleri katılacak.
Maltepe’de Zeki Çetin de anıyor…
Büyük Usta’yı anan bir başka isim ise, Türk Sanat Müziği’ne büyük emekler veren sanatçı Zeki Çetin olacak. Sanatçı, her yıl olduğu gibi bu yıl da kendi müzikholü olan Pınar Restaurant’ta düzenlediği “Selahattin Pınar Anma Gecesi”nde, eserleriyle onun anısını yaşatacak.
Selahattin Pınar kimdir…
Selahattin Pınar, 22 Ocak 1902 tarihinde İstanbul’da doğdu. Babası eski hukukçulardan Sadık Bey’dir. İlkokulu okuduğu yıllarda Sadık Bey, Çal’a tayin olduğundan Selâhaddin Pınar ilk öğrenimini burada tamamladı. Buradan sonra sırasıyla önce Saros Adası’na, sonra Edirne’ye tayin oldular. Ortaokulu burada okuduktan sonra, 1918 yılında İstanbul’a geldiler.
Babası oğlunun ciddi bir öğrenim görmesini istiyordu. Bu mümkün olamadı, çünkü o mûsıkîşinas olmağa karar vermişti. Bir süre İtalyan Ticaret Okulu’nda okuduysu da yarıda bıraktı. Musıkî çalışmalarına 12 yaşında iken, Udî Sami Bey’den ud dersleri alarak başladı. 1920 yılında kurulan, daha sonra “Üsküdar Musıkî Cemiyeti” adını alacak olan Darü’l-Feyz-i Mûsıkî’nin kurucuları arasında bulundu. Burada Telgrafçı Ata Bey, Udî Sami Bey, Tanburî Cemil Bey’in öğrencilerinden Kadıköylü Fuad Bey gibi kimselerle ciddi çalışmalar yapılırdı.
Üsküdar Mûsıkî Cemiyeti olduktan sonra bu çalışmalara Necati Tokyay, Emin Ongan, Şükrü Tunar, Hâfız Burhan ve daha nice isim yapmış ve yapacak olan sanatkârlar katılmıştı. Bestenigâr Ziya Bey, Mızıkalı Celâl Bey, Udî Sami Bey, Hanende Hüsameddin Bey, Kâzım Uz ve Ali Rifat Çağatay hoca olarak görev yapıyordu. Selâhaddin Pınar, bütün bu hocaların çeşitli yönlerinden yararlandı.
1919 yılında Tanbur çalmağa yöneldi. Udî Selâhaddin Bey’likten ayrılmış, Tanburî Selâhaddin Pınar olmuştu. Aynı zamanda kendine özgü bir uslûp ve boğuk sesi ile okurdu. Bestekârlığa 18 yaşlarında başladı. İlk eseri, sözleri adliyeci Senihî’nin olan Kürdilihicazkâr makamından ve aksak usülünde bestelediği “Mülkün ne yaman şule-i ikbâli karardı” güfteli şarkısıdır. En çok bu makamı sevdiğini her fırsatta dile getirdiğini yakınları bilirlerdi.
Yıllar ilerledikçe mûsıkî repertuvarımıza birbirinden güzel şarkılar hediye etti. Çok temiz giyinen, zarif, efendi, güzel ve esprili konuşan Selâhaddin Pınar; gerek mûsıkî çevrelerinde, gerekse dostları arasında sevilen, sayılan bir kimseydi. Ölümünden iki yıl önce Bursa’da ciddi olarak hastalanmış, bir kalp krizi geçirmişti. Pınar, 6 Şubat 1960’da Kalamış Todori’de, yanında söz yazarı Selim Aru olduğu halde, yemek yemek üzereyken yine bir kalp krizi sonucu öldü.
Atatürk’ün karşısında da tambur çaldı…
Bestelediği eserlerle Atatürk’ün karşısında da tambur çalan Selahattin Pınar’ın bestelediği eserleri Zeki Müren, Sabite Tur Gülerman gibi birçok önemli sanatçı okudu. 100’e yakın bestesi olduğu sanılmaktadır. Bunlardan “Nereden sevdim o zalim kadını” ve “Anladım sevmeyeceksin beni sen nazlı çiçek” isimli şarkılarını Afife Jale için bestelemiştir. En çok bilinen bestelerine aşağıdaki eserler örnek sayılabilir:
Anladım sevmeyeceksin beni sen nazlı çiçek( Hicaz) – Söz : Mustafa Nâfiz Irmak
Beni de alın ne olur koynunuza hatıralar (Hisarbuselik) – Söz: Baki Süha Edipoğlu
Bir bahar akşamı rastladım size (Hicaz) – Söz : Fuat Edip Baksı
Gel gitme kadın ruhumu hicranına yakma(Kürdilihicazkâr) – Söz : Celadet Barbarosoğlu
Hala yaşıyor kalbimin en gizli yerinde (Nihavend) – Söz: Zekai Cankardeş
Nereden sevdim o zalim kadını (Kürdîli Hicâzkâr) – Söz : Yusuf Ziya Ortaç
Bakışı Çağırır Beni Uzaktan (Muhayyerkürdi) Söz: – Fuat Edip Baskı
Kalbim yine üzgün seni andım da derinden (Bayâtî) – Söz: Yahya Kemal Beyatlı
önceki içerik