Son günlerde Olimpiyatlar, Türkiye Ligi’nde yaşanan transfer gelişmeleri, Basketbol ligimizde yaşanan oyuncu kapma mücadelesi ile gündem oldukça renkli geçiyor.
Öncelikle ligimize bakalım. Geçtiğimiz senelerde flaş transferlere alışmış olan Fenerbahçe, bu sene bir hayli durgun… Gündemde birçok isim olmasına rağmen, sarı-lacivertliler hala bekleme modunda. Buna karşılık Galatasaray, özellikle Amrabat transferi ile bu sene bir hayli öne geçti, şimdiden Beşiktaş’ta ise mali sıkıntılar ön planda…
Bu sene Fenerbahçe’nin en büyük transferi Aziz Yıldırım demiştik, haklı da çıktık. En azından şu anda camiada sağlanan kenetlenme ve bütünleşme had safhada. İlerleyen dönemlerde forvete Moussa Sow’un yanına kuvvetli bir ayak alınacağı da aşikar… Beşiktaş ise, Escude ve McGregor transferleri ile bu yarışın bir hayli gerisinde kaldı. Çünkü her iki isim de miadını doldurmuş futbolcular…
Ve farkında mısınız bilmiyorum ama Kayserispor, Orduspor, Bursaspor ve Gaziantepspor, bu sene yapmış oldukları hamleler ile artık çok daha ön planda olacaklar. Medyanın bu takımlara daha fazla ilgisi futbolumuz için şart. Kayserispor’un almış olduğu Bobo ve Boca Juniors’tan alınan Mouche çok önemli oyuncular…
Bursaspor’un almayı düşündüğü Kolo Toure de, takıma katılırsa önemli katkı sağlayacaktır. Keza Orduspor’da Hector Cuper’in başlatmış olduğu futbol hamlesi, bu sene alınan Arjantinli futbolcular ile önemli bir devrime dönüşmekte. Cuper’in transfer etmiş olduğu Monje, özellikle konuşulacak bir oyuncu.
Basketbol ligimizde ise Erman Kunter’in şampiyon Beşiktaş’a adım atması, her türlü olanaksızlığa rağmen camiaya umut vermekte. Kunter, düşük bütçeli takımlara seviye atlatmakta usta… Kariyeri bunun örnekleri ile dolu. Ergin Ataman’lı Galatasaray, Jamont Gordon transferi ile ön plana çıkarken; Fenerbahçe, Sato ve Batiste transferi ile bu sene şampiyonluğun en güçlü adaylarından. Futbol liginde transferler bazında yaşanan durgunluğa rağmen, Basketbol ligimiz şimdilik daha canlı…
Bir de Olimpiyatlar’a gelelim. 2008 Olimpiyatları’nda bir altın madalya ile tamamladığımız olimpiyatlara… Tarihimizin en yüksek sporcu sayısı ile katıldığımız Londra’da düzenlenen tarihi olimpiyatlara…
Neden başarılı olamıyoruz?.. Neden galibiyetleri de, mağlubiyetleri de gözümüzde büyütüyoruz?.. Alın işte voleybolcularımız… İki senedir inanılmaz formda olan Aurelio Motta’nın takımı, Brezilya’ya şansız bir şekilde kaybettikten sonra, Çin karşısında galibiyete ulaşabilecekken maçı kaybediyorlar.
Sırbistan karşısında alınan skor ise ancak teselli olur. Bu takımda artık Bahar’ın servis hatalarına alternatif bulunmalı. Nerde o eski günlerdeki maçı çeviren Neslihan?.. Bu takımda file önünde rakipleri karşısında kısa kalan Esra’nın bir alternatifi olmaz mı?.. Bu takım daha iyisini yapabilecekken böyle yerinde saymamalı…
Ve basketbolcularımız… Angola önünde zaten favoriydiler. Çek Cumhuriyeti de onlara rakip olamazdı, plamadı da… Onları büyük takımlar karşısında izlemek lazım. Hollingswoth’un katkıları çok önemli…
Biz en büyük aşamayı devşirme sporcularla destekli olarak atletizmde yapsak başarılı olduk diyebiliriz. Artık Eşref Apak ve Süreyya Ayhan’ın açtığı yoldan bugün Nevin Yanıt, Fatih Avam gibi sporcularımız devam ediyor. Emin olun, geçen senelere göre dereceleri de, mücadeleleri de daha üst düzeyde olacak.
Aynı şeyi atletizm ve yüzmede de yapabiliriz. Çok zor değil. Ancak ya halterde yitirdiklerimiz. Halterdeki üstünlüğümüzü göz göre göre kaybediyoruz. Artık Türk sporcuları bazı kategorilerde dereceye bile giremiyorlar.
Herşey futbol ya da basketbol demek değil. Sporu bir bütün olarak kabul etmeliyiz ve herşeyden önemlisi sporcu nesiller yaratmalıyız. Tabi ki ilerleyen yıllarda başarı ve Olimpiyatları bekliyorsak…
https://twitter.com/AkdeniZZZZzzzz
http://zoomlabakalim.blogspot.com/