Başbakan’ın en sevdiğim yönü, O’nun projeci kimliğidir. Muhalefet ‘proje özürlü’ olunca, günahı ve sevabı ile ortaya arka arkaya projeler koyan, temeller atan, açılışlar yapan Sn. Erdoğan ve ekibi, doğal olarak oyları kapıyorlar.
Bu duruma bir de Başbakan’ın bizim millete damardan giren delikanlı, “vanminütçü” kimliği eklenince, iktidar hükümette demir atıyor; Başbakanımız geniş bir coğrafyada emperyalist süper güçler tarafından sömürülen, güçsüzleştirilen İslam Dünyası’nın “kurtarıcı kahraman lideri” rolünü rahatça alıyor. Bu durumu yurtdışı seyahatlerimde bariz bir şekilde hissediyorum ve Başbakan’ımın bir “Dünya Lideri” vasfını kazanmış olmasından memnuniyet duyuyorum.
Gelelim vizyona giren film “Ekümenopolis”e… Tüm büyük projeler, nüfusu 15 milyon’a dayanmış bizim yorgun İstanbul’un sırtına yüklenirse, her boş kamu arsası satılıp inşaata açılırsa, İstanbul yakın bir gelecekte “Ekümenopolis” olabilir. Ekümenopolis, ünlü Yunan kentbilimci Doxiadis’in oluşturduğu bir kelimedir. ‘Polis’ şehir demektir. Büyüğü ‘Metropolis’, daha büyüğü ‘Megapolis’dir. Skalanın en tepesinde ise, kabus ve korku şehri ‘Ekümenopolis’ vardır.
Başbakan’ımız ve ekibinin İstanbul için yapacağı en büyük iyilik, bundan böyle İstanbul vilayet sınırları içine ilave nüfus ve ulaşım baskısı oluşturabilecek büyük proje getirmemek, İstanbul’u çevreye daha fazla yaymamak, yeni vizyon projeleri mevcut yapılanmış alanlar içinde planlamak, kenti depreme hazırlamak ve yeşillendirmek, ağır sanayiyi dışarı almak, ulaşımı rahatlatmak ve Tarihi Yarımada ile Pera gibi tarih ve kültür bölgelerinde merkezden çürümeyi durduracak iyileştirme ve turizm projeleri ortaya koymaktır. Bu yaklaşım, birçok başka büyük şehrimiz için de geçerlidir.
Terör ve çarpık-çürük kentleşme, bugün ülkemizin başına bela olan en ciddi iki meselemizdir.
Netice-i kelam, aşağıdaki ‘beşi bir yerde’dir:
1. Başbakan’ımızın imar ve şehircilik danışmanlarını güçlendirelim.
2. İstanbul’u daha fazla büyütmeyelim; ulaşımı, depremi, merkezden çürümeyi halledelim.
3. Başka bölgelerde çekim merkezleri oluşturarak, büyükşehirlerimize baskıyı azaltalım.
4. ‘Aşırı Rant’ yerine ‘Kültür ve Turizm’, ekoloji ağırlıklı “İmar ve Şehircilik Reformu”nu yapalım.
5. Çocuklarımıza, torunlarımıza miras olarak “Ekümenopolis”ler bırakmayalım.
Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp
Y. Müh. Mimar Kentbilimci
Uluslararası Mimarlık Akademisi Bölge Başkanı