Pazar akşamı izlediğim Trabzonspor, tarihinin en mahkum oyunlarından birini oynadı. İlk yarı ellerini havaya kaldırdı ve “Teslim oluyorum” dedi. Trabzonspor, oyunun 1. dakikasından 45. dakikasına kadar sadece iki dış şut dışında bir şey yapmadı. Oysa Fenerbahçe, delirmiş boğalar gibi saldırdıkça saldırdı.
Geçen sezon da, aynı stadda aynı şeyler olmuştu. Fenerbahçe 1-0 kazanmıştı ve Trabzonspor yenilgiyi kabul etmişti. Bir yıl sonra yine aynı futbol… 3-4 hafta önce Fenerbahçe, Trabzon’a geldi. Orada da Trabzonspor mahkum oynadı. Kendi evinde Fenerbahçe’ye bariz bir üstünlük kuramadı. Şenol Güneş’i bazen anlamak istiyorum. Nedir bu korkun hocam? Oyunu tutmayı gerektirecek ne var? Neden rakibi karşılayasın?
Rakip zaten seni mağlup etmek zorunda. Oyunu geride kabul et. Alanzinho, Halil gibi fuleli oyuncularla gol atayım düşüncesini Aykut Kocaman çoktan çözmüş. Fenerbahçe ile Kadıköy’de karşılaşıyorsan, oyuna geride değil ileride başlamalısın. Sen baskıyı kabul edersen, mağlubiyeti de kabul ettin anlamına gelir.
Trabzonspor oyunda ne üretti, hiçbir şey. Sıra takımından da kötü oynadı. Hatta bazı gazeteciler, “1461 sahada olsa en azından mücadele ederlerdi” dediler. Haksız da sayılmazlar. Böyle ruhsuz yenilgileri Trabzonlular kabul etmez. Savaş, çarpış, ortaya bir şey koy, yenil! Ama böyle yenilme!
Ben bu Trabzonspor’u kabul etmiyorum. Colman, Alanzinho, Olcan gibi oyuncuların relax oyunlarını da kabul etmiyorum. Özellikle Colman’ın ne şiş yansın ne kebap tarzı oyununa hangi adı vereyim bilmiyorum! Trabzonspor’un beyninde oynayacaksın, ama sahada varla yok arasında bir oyunla 90 dakika kalacaksın. Trabzonspor’u Colman gibi oyunculara mahkum edeni, onların alternatiflerini üretmeyenleri bir kez daha tebrik ediyoruz. Çok güzel bir takım kurmuşlar.
Trabzonspor, Fenerbahçe’ye 5 de atsa, bu sezon şampiyon olma ihtimali yok. İkinci olabilirdi, ama o ihtimal de kalmadı. Bana göre üçüncü olması bu akşamki maça bağlı. Beşiktaş, Galatasaray’ı yenerse, 3.’lük ihtimali de kalmaz.