Galatasaray’ın iyi oynacağını, hatta sürpriz bir sonuç bile alabileceğini yazmıştık. Bu konuda yanılmadık. Galatasaray gerçekten zorlu Old Trafford deplasmanında kora kor oynadı.
Öncelikli olarak Cris’in yokluğunda Danny, gerçekten bu lige yakışır bir stoper olduğunu gösterdi. Muslera ise, Şampiyonlar Ligi seviyesinin bile üzerinde bir kaleci… Manchester United, elbette zorlu bir takım. Kendi sahalarında son zamanlarda pek parlak skorlar almasalar da, bütçeleri ve kadro yapıları itibarı ile temsilcimizden kağıt üzerinde üstündüler.
Ancak solda Amrabat, sağda Hamit’in bindirmeleri, orta alanda ise Melo ve Selçuk’ un teknik ve güç katkıları ile oyunu ele alacağını düşünen Terim, planın doğruluğuna rağmen oyuncularından gerekli katkıyı alamadı. Bu noktada bir tek Hamit tecrübesi ile fark yarattı.
Amrabat ve Hamit nispeten iyi olsa da, mücadele haricinde Selçuk ve Melo gününde değillerdi. Hakemin de gerçekten kötü düdükler çalması ve lehimize oluşan penaltıyı görmezden gelmesi motivasyonumuzu azalttı. Buna rağmen rakibe boş alan bırakmayan, savunmada kontrollü adam paylaşımı yapan ve defanstan soğukkanlı çıkmaya çalışan bir Galatasaray vardı Old Trafford’da…
Eğer ki biraz daha hücum hattında gerekli presi yapabilsek, biraz da oyuncularımız orta alanda topla oynadıkları kadar, topla oynamayıp topla oynatmayı düşünseydiler, skor kesinlikle farklı olabilirdi. Manchester, hızlı tek pas oynayan bir takım… Kagava, Carrick ve Van Persie, birbirlerini iyi anlayan oyuncular. Rafael ve Valencia da, hızlı oldukları kadar korkusuz oyuncular. Sıklıkla Galatasaray defansını ortadan delmeye çalıştılar.
Galatasaray’ın öncelikli olarak yapması gereken şey, adam kaçırmamaktı. Gol hariç bunda da başarılı oldular. Bu maçta United oldukça zorlandı. Hatta 10 kişi ile defans yaptıklarını görünce, bir ara deplasmanda oynadıklarını düşündüm. Galatasaray umut verdi. Büyük takım olduğunu ispatladı.
En önemlisi, Avrupa’da bir geçmişi olduğunu unutanlara yeniden hatırlattı.
http://zoomlabakalim.blogspot.com/