Ataşehir Çevre ve Kültür Derneği’nin Şef Ersin Baykal yönetiminde başlattığı Türk Halk Müziği Korosu, sürdürdüğü başarılı çalışmalarla semt korolarının şehir hayatında üstlendikleri işleve dikkat çekiyor.
Müziğin evrensel gücünün en etkili şekilde görülebildiği “halk ezgileri” ya da Anadolu’daki deyişle “türküler”, insanlığı ortak paydada birleştirebilme özelliği ile yaşadığımız dönemin sorunlarına mucizevi bir ilaç oluyor. Koroyu 12 yıl önce on korist ile kuran ve bugün 60 gönüldaşı ile birlikte türkülere hayat veren TRT İstanbul Radyosu THM yaylı sazlar sanatçısı ve Yurttan Sesler Koro Şefi Ersin Baykal, korolarının önemini şöyle açıklıyor:
İÇTEN BİRLİKTELİK VE TÜRKÜLERİN BÜYÜSÜ…
“Bizler toplum olarak artık sadece kötülükleri konuşur olduk. Kötülük etrafında çaresizce çırpınan insan kitleleri olarak, her geçen gün biraz daha bataklığa gömülüyoruz. İşte tam da böyle bir dünyanın içinde, sanatın gücü denen o muhteşem kuvvet ortaya çıkıveriyor ve insanları güzelliklerle buluşturuyor. Bu tür sanat faaliyetleri içerisinde olan yüzlerce topluluk var, ancak küçük bir tahlil yapmak gerekirse 12 yıldan bu yana devam eden koromuzun gerçek büyüsü, içten birlikteliğimizde ve türkülerimizde saklı. Koromuzun örnek teşkil etme niteliği, egolarımızı kapının dışında bırakmaktan geçiyor. Türkülerimizin içindeki felsefeyi anlayabilmek ve onu içimize sindirmek olgusu, aslında yaşamın başlı başına ta kendisi. Bunu okuyabilmenin yolları ise bu çalışmaların içindeki şifrelerde gizli, ağıtlarda gizli, gelinin eline yakılan kınada gizli, anasından ayrılan yavruda gizli, sevdiğine ulaşamayan aşıkta gizli, askere giden delikanlıda gizli, daha onlarca sıralanabilecek konuları içeren Anadolu’nun muhteşem avazlarında gizli.”
TÜRKÜLERLE BİR ARAYA GELİYORUZ…
Etnik kökenlerin kronik bir hastalık haline getirildiği günümüzde farklılıkları kültürel bir zenginlik olarak nesilden nesle aktaran Anadolu türküleri, birleştirici olma misyonuyla öne çıkıyor. Şef Ersin Baykal, türküleri müzik eseri olarak icra etmenin ötesinde, felsefesinin aktarılmasının çok önemli olduğunu vurguluyor. Bu nedenle, özellikle amatör bir ruhla sürdürdükleri Ataşehir Çevre ve Kültür Derneği Ersin Baykal Türk Halk Müziği Korosu’nda türküleri, müzik eseri olarak yorumlamanın yanı sıra hayatımıza yaptığı katkıları ve kapsadığı konular bakımından da irdelediklerini söylüyor. Şef Baykal; askerlik, gurbet, sevda, ayrılık, ölüm gibi çok çeşitli konularda yakılan ve yüzyıllardır dededen toruna aktarılan bu devasa kültürün, internet dünyasının bizleri odalara hapsettiği günümüzde daha da önem kazandığını vurgulayarak, Türk Halk Müziği korolarının bu kültürün sürdürülebilmesinde üstlendikleri role dikkat çekiyor.
TÜRKÜLER YAKILIR…
Pop müziği için aranje edildiği, Türk Sanat Müziği’nin bestelendiği bir müzik literatürü içinde “yakılmak” tanımı sadece türküler için söylenegelmiştir. Çünkü türküler; derin yitirilişlerin, büyük sevdaların, kadim sızıların yaşandığı gerçek bir tarihi aktarır. Bu yüzden de yanıktır, yakılmıştır. Bunu “türkünün gücü” olarak özetleyen Şef Ersin Baykal, bu gücün Anadolu coğrafyasının yüzlerce yılın içinden süzülerek gelen kalıcılığında olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Türküler, binlerce yıldan damıtılarak geliyor. Filtresi, süzgeci Anadolu. Yüzyıllardır atadan, dededen toruna geçerek ve aktarılarak gelen gerçek hayatı anlatan bir kültür bu.”
12 YILI GERİDE BIRAKAN KOCAMAN BİR TÜRKÜ AİLESİ…
On kişiyle başlayıp bugün sayıları 60’ı bulan koro, kendisini büyük bir “türkü ailesi” olarak tanımlıyor. Aralarında mimar, mühendis, profesör, gazeteci, öğretmen gibi değişik mesleklerden katılımcıların bulunduğu koro, yılda iki defa profesyonel saz sanatçıları eşliğinde konser veriyor. Amatör bir koronun 12 yıldır çalışmalarını aksatmadan sürdürebilmesinin çok önemli olduğunu söyleyen Şef Ersin Baykal’a göre koroyu bir arada tutan; türkülerin kişilerde duygusal karşılığının olması, koristlerin arasında oluşan dostluk ilişkileri ve türkülerin büyüklüğü.
AMATÖR BİR RUHLA ÖZLERİNİ SERGİLİYORLAR…
Günlük hayatlarının ayrılmaz bir parçası olarak kar-kış demeden ciddiyetle sürdürdükleri koroda, türkü söylerken amatör bir ruhla özlerini sergilediklerini söyleyen koristler, her hafta içten ve samimi bir ortamı paylaştıkları salı günlerini de iple çektiklerini söylüyorlar. Onlar kah hüzünlenip kah neşelendikleri, yaşlanmanın bile keyfini çıkardıkları, yeni öğrendikleri türküleri, torunları aracılığıyla bir sonraki nesle taşıdıkları bu ortamın gelecek için de çok önemli olduğunun farkındalar. Hocalarının gerek akademik gerek pratik bilgilerini büyük bir emekle kendilerine aktardığını bilerek, türküleri direkt kaynağından öğrenmenin ayrıcalığını yaşıyorlar.
“HER DEM YENİDEN DOĞARIZ, BİZDEN KİM USANASI”
Bütün koro üyeleri, hocaları Ersin Baykal’ın da altını çizdiği, müziğin barış ve kardeşliğe giden yolu içinde türkülerin özgünlüğünü yeniden keşfetmiş. Yunus Emre’nin “Her dem yeniden doğarız, bizden kim usanası” deyişindeki düsturu misyon edinmişler. Birbirlerini “nadide insanlar” olarak tanımlarken, Neşet Ertaş’ın “Nerede bir türkü söyleyen görürsen korkma, yanına otur. Çünkü kötü insanların türküleri yoktur!” sözleriyle herkesi korolarına davet etmeye devam ediyorlar. Ataşehir Ersin Baykal THM Korosu, haftada bir gün salı akşamları 18:30-20:30 saatleri arasında Ataşehir Mozaik Çarşı’da çalışıyor.