Geçen hafta Londra’da idim. Thames Nehri kıyısındaki ünlü Tate Modern Sanat Müzesi’ni gezerken, gözüm Thames’in üzerinde süzülen “Millenium” yaya köprüsüne takıldı. İçim üzüldü.
Zira İngilizler, Thames’in kuzey kıyısında 600 yılından bu yana Londra’nın siluetini süsleyen Aziz Paul Katedral’inin görüntüsünü incitmemek için, bir mühendislik harikası olan Millenium Köprüsü’nü 2000 yılında yaratmıştı. “Arup Mühendislik” imzasını taşıyan, 350 metre uzunluğunda ve 4 metre genişliğindeki köprü, yukarı yükselen kuleler kullanmadan, yatay çelik gergi sistemiyle platform altındaki iki ayakla Thames’i geçmiş ve Aziz Paul’un muhteşem kubbe görüntüsünü taciz edebilecek herhangi bir yükselmeye izin verilmemişti.
Ne yazık ki bizler, İngilizler ile aynı hassasiyet ve yaratıcılığı Haliç Metro Köprüsü’nde gösteremedik. Ser-i mimaran-ı cihan Koca Sinan’ın başyapıtlarından Süleymaniye Camii’ni taciz etmeye, İstanbul’umuzun siluetini bir kez daha delip geçmeye yelken açtık.
Elalem kültür mirasına sahip çıkıyor!..
Dünya harikalarından birinin önüne, Haliç’in ortasına iki kuleli köprü, daha proje safhasında UNESCO Dünya Mirası Merkezi’nin dahi itirazlarına neden olurken, Başkan’ım Mimar Kadir Abim bu duruma nasıl izin verdi bilemiyorum, çözemiyorum.
Kadir Abim,
Zeytinburnu’nda yapılan, ancak bazı açılardan Tarihi Yarımada’nın İstanbul’u İstanbul yapan siluetine, ufuk çizgisine limon sıkan kulelerin gözden kaçmış olmasını belki bazıları affedebilir. Bu gökdelenler epey uzaktalar, sur dışındalar, gafil avlanmış olabilirsiniz. Ancak Süleymaniye’nin bağrına, göz göre göre iki kazık çakılmasını ne kimse, ne de tarih affeder. İstanbul’a yaptığınız hizmetlerin tümünü, inşası süregelen kuleli Haliç Metro Köprüsü’ne feda etmeyiniz.
Kaş yaparken göz çıkarmayalım!..
Belki zarar yazar, ancak gelin Haliç Köprü Projesi’ni değiştiriniz Aziz Başkan’ım… O iki kuleyi iptal ediniz. Teknik olarak başka türlü olmuyor demeyin Başkan’ım, doğru çözümler var. London Millenium Köprüsü var, büyük kemerli demiryolu köprüleri var, başkaları da var…
Ben olsam su üstünden köprü dahi yapmaz, metroyu “Müzekent İstanbul” projemde önerdiğim gibi, Haliç’in altına düşündüğüm sualtı otoparkının içinden geçirir, Altın Boynuz’u metal bir yapı ile rahatsız etmezdim.
Kadir Abim, planetimizin gözbebeği İstanbul’umuzun en güçlü simgesi Tarihi Yarımada siluetini, mimari ve kültürel mirasını bir daha geri getiremeyiz. Son bir kez daha düşününüz lütfen Başkan’ım…
Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp
Y. Müh. Mimar Kentbilimci