Tam 80 yaşındaydı, Bostancı’da bir otelde yaşgünü toplantısıydı. Rahmetli bendenizi de davet etmiş ve masasında karşısına oturtmuştu. Dinçti, enerji ve heyecan dolu idi. Danslar ediyor, şarkılar söylüyor, konuklarıyla tek tek ilgileniyordu. Sevgili oğlu Ahmet ve eşi Öke, yanı başındaydı. Her vesile ile manevi pederi Büyük Ata’yı saygıyla, sevgiyle, takdirle, şükranla anıyordu.
Kurduğu derneğin İstanbul’da başarılı olamayışına üzülürken, aynı derneğin İzmir şubesinin hızla büyüyor olmasına seviniyordu. Ve Dernek yararına Şişli’de bir mekânda vereceği davetin planlarını yapıyordu. O toplantıya da gittim. O derin derin gülen gözleri son defa orada gördüm.
Her yıl 29 Ekim’de Dolmabahçe Sarayı’nın bahçesinde düzenlediği Cumhuriyet Baloları, Pera Palas Oteli’nde yaptığı geceler, bizlerde izler bırakıyordu. Her şeyden öte, Ata’mızın bize bir nevi emaneti idi. O da gitti. Bir talihsiz trafik kazası onu bizden aldı, götürdü. Eşi de yaralandı. Umarım iyileşiyordur.
Küçük Ülkü’nün, merhum hanımefendinin hedefleri takip edilmeli, plan ve projeleri yürütülmelidir.
O, Ata’sının yanı başında mutlu ve kutlu uyurken….
Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp
Y. Müh. Mimar Kentbilimci