Spor Toto Süper Lig’de birçok değişiklik yapıldı. Alışık olmadığımız birçok futbol olayı bizi bekliyor. Büyük bir kaosun içine sürüklendik ve ne şike olaylarına bir çözüm, ne de sorularına bir cevap bulabildik! Bununla beraber her zaman inandığım bir şey vardır: Bir sistem değişiyorsa orada kesinlikle kazananlar ve kaybedenler olacaktır.
Ligimize ne oldu?
Artık 34 haftanın sonunda ligin lideri olan takım şampiyonluk kutlaması yapmayacak. 34 haftalık maratonun bitimiyle ilk 4 sırada bulunan takımlar kendi aralarında küçük bir lig daha oynayacak. Bu küçük lige başlarken takımların puanları ikiye bölünecek. Şöyle düşünün; X Takımı, ligi 80 puanla lider bitirmişse, 4 takımlık şampiyonluk grubuna 40 puanla başlayacak. Ligi 2. sırada bitiren takım 79 puan toplamışsa ne olacak; puanı ikiye bölündüğünde 39,5 olacak. TFF bu noktada 0,5 puan borç verecek ve bu takımın puanını 40’a tamamlayacak. Play-Off bitiminde ise verdiği 0,5 puanı geri alacak. Yarım puanla şampiyonluk kaçmış olabilecek! Yani ligin lideri, ikinci sıradaki ekibe 10 puan fark atmış dahi olsa, puanlar yarıya indiğinde bu fark da yarıya inecek ve 5 puana düşmüş olacak. Yani artık şampiyonluk aslanın ağzında değil, midesinde!
Play-Off grubunu herkes seyredemez!
Lig TV son 10 yıldır Süper Lig’i yayınlıyor. Bu yıl lig sisteminin ani değişimiyle beraber TV yayın sistemi de değişti. Böylece satın aldığımız 34 haftalık ligi izliyoruz. Sonra tekrar Play-Off maçları için ayrıca bir meblağ ödüyoruz. Yani her yıl izlediğimiz 34 haftalık lig için ayrı, yeni eklenen şampiyonluk grubu maçları için ayrı para ödememiz gerekiyor.
Bu yıl, şike olaylarıyla kazançları sekteye uğrasa da Lig TV yöneticileri gayet zeki. Düşünelim; Fenerbahçe küme düşebilir dendi. Medya ise bunu iyice dillendirdi. Sonrasında bir grup Fenerbahçeli Lig TV dekoderlerini iade etti. Lig TV burada zarar etti. Peki bunu çıkarmanın zekice bir yolu yok mu? Tabii ki var. Az önce anlattıklarım bunun açıklamasıydı işte! Gerçekten akıllıca değil mi? Bence de!
Takımına destek vermek isteyen taraftarın üzerine biraz fazla gidilmiyor mu? Fiyatlarlı 40 Liradan başlayan biletler, 80 Liradan başlayan formalar, lige ayrı, Play-Off’a ayrı para ödemeler…
Futbolun asıl kurbanlarına gelelim;
Lig tam başlıyordu ki bir ay ertelendi. Hazırlanmış vücutlar biraz gevşedi, sonra biraz daha kasıldı ve sonunda ayar kaçtı. Sonunda lig başladı ama ne başlangıç! 15 günde 4 maç! Evet ligin ilk 4 haftası 15 gün içinde oynandı. 26 Eylül Pazartesi günü sona eren 4. haftayla futbolcular biraz dinlenme fırsatı bulacak. Şimdi işin kilit noktasına gelelim; Sezon başındaki dengesiz idmanlar, Türkiye’deki antrenörlerin yetersizliği, futbolcuların çoğunun iyi profesyonel olmaması, STSL’deki sert futbol! Topla, çıkart, çarp, böl = bol bol adale sakatlığı. Benim şahsi kanaatim bu sezon adale zorlanması yaşamayan futbolcunun olmayacağı yönünde. Adale sakatlıklarından da her takımın canının yanacağını düşünüyorum. Belki biraz karamsarım ama maç kadrosu çıkaramayan takımlar bile olacaktır.
Unutmadan;
3. haftadaki Fenerbahçe-Manisaspor maçına değinmenin şart olduğunu düşünüyorum. Federasyonun oturmamış ve yöneticilikte tecrübesiz insanlarla dolu olduğunu düşünsem de yaptıkları mükemmel bir iş var ki, bana 90 dakika boyunca tüm karşı çıktıklarımı unutturdu. 1-1 biten bu maçta en dikkat çekici olan boş (!) tribünlerdi! Seyircisiz oynama cezasını bir şölene çeviren Fenerbahçe taraftarı ve Türk kadını futbola olan sevgisini gösterdi desem abartmamış olurum sanırım…