Feneryolu Mahallesi’nde sokaklarına baz istasyonu kurulan Kadıköylüler, soluğu muhtarlıkta aldı. “Kanser oluşumunda büyük etkisi olan baz istasyonlarının sokağımızı tehdit ettiğini düşünüyoruz” diyen vatandaşlar kaygılı…
Baz istasyonları sadece Kadıköy’de değil, dünya genelinde de son yılların en büyük tartışma konuları arasında yer alıyor. Özellikle metropollerde apartmanlara yakınlığı nedeniyle istenmeyen baz istasyonları, sık sık protesto gösterilerine neden oluyor.
ZARARLI MI, ZARARSIZ MI?
Baz istasyonlarının zararlı olduğu öngörüsü bir hayli yaygın… Teknolojik kuruluşlar, baz istasyonlarının zararsız olduğunu şiddetle savunuyor. Örnek bir makalede ise şu ifadeler yer alıyor:
BTK Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun yönetmeliğine göre, baz istasyonlarında belirlenmiş güvenlik mesafesindeki cihaz başına düşen elektrik alanı sınır değeri 900 MHz için 10,26 V/m’yi, 1.800 MHz için 15.1’i geçemez. Bu değerler, ICNIRP (Uluslararası İyonlaşmamış Radyasyondan Korunma Komisyonu) tarafından belirlenen ve tüm operatörler tarafından referans alınan dünya standardı olan 41,2 V/m’nin 4 kat daha düşük seviyesine denk gelmektedir. Sorunun yanıtını artık verebiliriz. Evet bir televizyon, baz istasyonundan daha çok elektromanyetik dalga yaymaktadır.
“ZARARLARI İLERLEYEN YILLARDA ORTAYA ÇIKAR…”
Baz istasyonlarının zararlı olduğuna yönelik diğer bir makalede ise şu ayrıntılar yer alıyor:
Baz istasyonları tarafından yayılan bu tür dalgaların vücuttaki T8 lenfositlerini ve doğal öldürücü lenfositlerini azalttığı, antikorları azalttığı ve dolayısıyla bağışıklık sisteminin çökmesine etkin etkisinin bulunduğu artık tıbbi bir gerçekliktir. Benzeri biçimde bu tür dalga yayılımı, kan hücrelerini (alyuvar, akyuvar, pıhtı oluşturucu pulcuklar) azaltır; kanın kimyasını bozar, beyin ve kan için çok önem taşıyan bir enzim olan asetilkolin esterazı azaltır. Bu enzimin azalmasının ölüme yola açtığı bilinmektedir.
Baz istasyonlarına bağlı kanserler, istasyona yakın birçok meskende yıllar sonra birden patlak verebilecek, adeta o bölgede bir kanser salgını olabilecegi düşünülmektedir. Çevre etkenlerine bağlı kanserler hemen değil, yıllar sonra başlar. Sigara ve alkol, yıllarca içildikten sonra kanser yapmaktadır. Asbestin (amyant) akciğer, akciğer zarı ve periton kanseri yaptığı çok geç, ancak 1970’de anlaşıldı. Tüm önlemler o tarihten itibaren alındıysa da, asbestin neden olduğu kanserler 2020′ ye kadar devam edecektir. Örneğin, Japonya’ da atom bombası atılışından 7-10 yıl sonra kanserler artmaya başlamıştır.
İstanbul Tabip Odası öncülüğünde Prof. Nesrin Seyhan, Prof. Tunaya Kalkan ve Prof. Hilmi Sabuncu başkanlığında yayınlanan “Elektromanyetik Alanlar; Cep Telefonları ve Baz İstasyonlarının İnsan Sağlığı Üzerine Etkileri ve Alınması Gerekli Önlemler” başlıklı bildiri, bu konuda referans gösterilen çalışmalardan birisidir.
ANKARA TABİP ODASI: “DEĞERLER DEĞİŞEBİLİR…”
Ankara Tabip Odası tarafından yayınlanan bir basın duyurusunda ise, baz istasyonlarının çalışma ilkeler ve olası zararları şu şekilde anlatılıyor:
EMR’ler, iyonlaştırıcı EMR’ler ve iyonlaştırmayan EMR’ler olarak iki gruptur. İlk grupta yer alanlar, yüksek enerjilerinden dolayı çarptıkları monekülleri iyonlaştırarak, moleküllerin yapısını bozarlar ve olumsuz biyokimyasal tepkimeler sonucunda kanser oluşumunu kolaylaştırırlar. Yapılan çalışmalarda x ışınlarına, gama ışınlarına maruz kalan insanlarda kanserlerin oluşumu (relatif risk) artmıştır. Baz istasyonları, İyonlaştırmayan Elektro Manyetik Radyasyon (EMR) yayarlar. Bunlardan dalga boyu olarak insan vücut kalınlığı içine düşen mikrodalgalar ve altındaki ışınların insan vücuduna verdiği zararlar yapılan araştırmalarla kanıtlanmıştır.
Baz istasyonları ve cep telefonlarının yaydığı radyasyon, insan dokularında pek çok olumsuz etki yaratmakta, dokularda ayrıca ısı etkisi yaratması yoluyla zarar verebilmektedir. Baz istasyonları gibi alternatif akımla çalışan bütün cihazların etrafında bir elektromanyetik alan (EM) oluşmaktadır. Yapılan deneysel çalışmalar, EM alanına maruz kalan deney hayvanlarında her türlü olumsuz etkiyi belirlemiştir. Yine EM alana maruz kalan meslek grupları üzerine yapılan epidemiyolojik çalışmalar, bu gruplarda lösemi ve beyin kanseri ölümlerinin normal halktan anlamlı bir biçimde yüksek olduğunu göstermiştir.
Yapılan ölçümler sonucunda, baz istasyonunun limit değerleri aşmadığı tespit edilmiş olsa bile, değerli bir bilgi olmayacaktır. Yanlış yer seçimi ve hatalı yerleşim ile verilen limit değerlerin aşılması söz konusu olabilecektir. Baz istasyonu anteninin ana hüzmesinin ne yöne baktığı ve yansımalar durumu oldukça değiştirebilmektedir. Tek yönlü yayınlarda mikrodalgalar, dar bir hüzme şeklinde gönderildiği düşünüldüğünde hüzme daraldıkça güç artar, dar hüzme çevredeki yakın binalardan ya da balkonlardan yansıdığında ve telefon görüşmeleri çoğaldıkça bu değer artacaktır.