Bu hafta Trabzonspor’un Polonyalısı Adrian Mierzejewski’yi izlediniz mi bilmiyorum. Polonyalı, geçen sene Trabzonspor’un ondan verim alamamasının cevabını tek başına sahada verdi. Sahada basmadık yer bırakmadı. Trabzonspor’un yetenek olarak yabancı oyuncularının en kalitelisi… Peki şu ana kadar yüzde kaçını bu takıma verebildi?
Fenerbahçe’de de böyle yabancılar var. Yaklaşık 3 hafta önce, bu takım yabancılarından tam olarak faydalanamıyor derken, Fenerbahçe 8. sıradaydı. Bugün ise Moussa Sow’un kendisini bulduğu ve adeta Drogba gibi önüne atılan her topa ayak uzatıp, takip ettiği bir ortamdan bahsediyoruz.
Senegalli, sanırım pabucun pahalı olduğunu anladı. Tıpkı Kuyt ve Meireles gibi… Kuyt, zaten geldiğinden beri gol yollarında pozisyonuna rağmen becerisini gösteriyordu. Buna tecrübesini de ekleyince, Limmasol ve Orduspor maçlarında galibiyet geldi. Yıllardan beri Fenerbahçe’nin sorunu, dış saha maçlarıdır.
Fenerbahçe, şu an içerde kazanıyor. Ama Limassol maçında Kuyt’un takipçiliği, Ordu maçında Moussa Sow’un ilk golde kısa mesafe koşusu gibi bir üretkenlik ve istek olursa, Fenerbahçe dış sahada da kazanır. Şimdi sıra Krasiç’te… Zaman, onu kazanmak zamanı…
Fenerbahçe, yabancılarından verim almayı hatırlayınca herşey yolunda gitmeye başladı. Bunda hiç şüphesiz teknik direktörün payı olduğunu düşünüyorum. Bu takım böyle istekli oynarsa, taraftar da her zaman arkasında olur.
Bu arada Orduspor’a da haksızlık etmeyelim. Gerçekten çok ama çok iyi bir takımlar. Hector Cuper de, bu ligin en iyi üç hocasından biri… Ancak elindeki kadro neticesinde işler yapıyor. Bu gerçeği görmek gerek.
Geçen yıllarda Cuper göreve geldiğinde nasıl Orduspor’a dikkat çektiysek, şimdi de Gençlerbirliğine dikkat çekmek lazım. Onların futbolu da, zamanın futbolunun istediği bütün özelliklere sahip; yardımlaşma, koşu, motivasyon ve en önemlisi sahada arkadaşlık… Sırp oyuncular, yerli oyuncular ile çok iyi kaynaşmış. Bu sene ligin en itibar gören takımlarından birisi olurlar.
http://zoomlabakalim.blogspot.com/
https://twitter.com/AkdeniZZZZzzzz