“Vay be, ne Fenerbahçe imiş” diyesi geliyor insanın… Şu anda ligde bulundukları yer, asla kendi kaliteleri ile örtüşen bir nokta değil. Belki de geçirdikleri günlerin ve hemen ardından Alex ile başlayan bir sürecin diyetini yaşıyorlar.
Çünkü takım kim ne derse desin, Türkiye’nin en kaliteli oyuncularından kurulu ekiplerden biri… Öyleyse neden yabancı oyuncularından verim alamıyor bu takım.? Türkiye gibi futbolun yeni geliştiği ve yabancı oyuncu sınırlamasının arttırıldığı ülkelerde, yabancı futbolcuların kalitesi ve oyuna katkıları fark yaratır, maç çevirir. Oysa ki Meirelles, Kuyt, Stoch ve Moussa Sow gibi oyuncular, adeta yokları oynuyorlar. Bir tek Kuyt’un bireysel çabalarını görüyoruz.
Bakın, geçen seneden kadro yapılarını koruyup, hocalarını ellerinde bulunduran takımlar ligin en üstlerinde… Galatasaray bile Avrupa’da kötü gitse de, ligde en azından birinci sırayı almış durumda. Hem de gönderilecek denilen Riera’sı ve takım bulamayan Baros’u ile…
Ve Antalyaspor, Isaac gibi üretkenliği belirgin bir forvetin yanına Türkiye’den hemen hemen her takımla anılan, ama alınamayan Lamine Diaara’yı aldılar. Bu ikili, ağır Fenerbahçe defansının sağdan soldan neredeyse tozunu attı. Sağda Tita’nın enerjisi, orta alanda Aissati gibi yaratıcı bir oyuncu ile hücumda etkinlikleri çoğaldı. Kaleye sessiz sedasız Sammy’i geçirdiler, o bile fazla sırıtmadı. Oysa yıllardır Antalyaspor’un kalesini hep Ömer korurdu.
Gençlerbirliği de Sırp oyuncuların takviyesi ile kendini buldu. Azozefia, Zec ve diğer oyuncular, birbirlerini tanıyan isimlerdi. Curri, Kulusiç, Oktay, Hurşit gibi isimler, hep bu takımın oyuncuları idi. Eskişehir’de de durum farklı değil.
Fenerbahçe’nin biraz kendi haline bırakılması lazım. Türkiye’nin en büyük takımlarından biri olsa da, diğer takımlardan çok daha fazla konuşulduğu ve ilgilenildiği bir gerçek. Ama gördük ki, Fenerbahçeli oyuncular maç içerisinde acemice hareketlerde bulunuyorlar. Defans ve kaleci arasındaki uyumsuzluk had safhada. Forvette artık etkin bir isim olmadığı gerçeği ve Moussa Sow’un eldeki tek alternatif olduğu, Semih’in nedense bir türlü düşünülmediği iyice anlaşıldı.
Bu takım şimdiye kadarki gibi aynı yaklaşım ile devam edecekse, mutlaka farklı formüller ve oyun planları denenmeli. Türkiye Ligi’nin Dream Team’i denebilecek bir kadrodan bundan çok daha iyisi her durumda çıkar. Alex gibi bir oyuncudan yoksun olsa bile, Fenerbahçe’nin yeri sekizincilik mi?..
http://zoomlabakalim.blogspot.com/