Merhaba;
Geçenlerde gençlik arkadaşlarımla buluştuk. (Kırk yıl önce onlar çeşitli üniversiteleri, ben de konservatuvar yüksek kısmını yeni bitirmiştim; yıl 1971…) Bir fincan kahve içtik mi bilmiyorum ama, kırk yılın hatırına buluşmuştuk o gün. İçimizden biri bir fikir attı ortaya: “Gelin şu kırk yılı konuşalım. Neler değişti?..”
“Önce biz değiştik” dedim. Cevap tatmin etmedi tabii… Devam ettim: “Ben bir çantaya o gün bizim için önemli olan herşeyi koymuştum. Geçen gün açtım, istersen sayayım” dedim. İnandı, “Say” dedi. Diğerleri de tempo tuttular: “Haydi say say… Biz de ekleme yaparız!”
Moda plajının tahtalarından bir kıymık batmış. Saklamışım…
Hani ‘Kadınlar Hamamı’ dediğimiz tarafı da olan Moda Plajı… “Yok” dediler, “Tamam. Artık Moda Plajı yok.” (İskele var mı?)
Bir cikletten çıkmış Milli formalı Lefter fotoğrafı, bir de Metin Oktay.
Birine “Allah uzun ömür versin” dedik, diğerine rahmet diledik…
Bir buluşmada muhallebicinin peçete kağıdını saklamışım. Üstünde o kıza yazdığım şiir var. “Muhallebici gene var” dedi biri. Sonra durdu: “Kafeye benziyor artık, hatta kebapçıya” diye devam etti… “O kız da yok biliyor musun” dedim…
Sonra hızla saymaya başladım… Öyle bir çanta yok; hepsi hafızamda. İyi kötü diye yorum yapmayın, son kırk yılı boca ediyorum masanın üstüne…
Postaneden şehirlerarası telefon yazdırmışız, acelesi iki saat… Köprüye hayır yürüyüşü yapmış, altı ay sonra neredeyse vapuru unutmuşuz… Siyasette “İşte Türkiye liderini buldu” diye düşündüğümüz en az beş başbakanı şimdi hatırlamıyoruz bile. Borsa filan yokmuş, parası olan arsa alırmış yetmişli yıllarda… Mektup yazmışız sevdiklerimize… Sayayım mı daha? Futboldan sinemaya sayarım yani…
Ay hesabı ile büyük olan arkadaş, eli ile durun der gibi bir işaret yaptı ve belki de hayatının özetini çıkardı:
“Aslında teknoloji uçtu” dedi. “Ekonomi ilerledi. Yollar, binalar hele o bilgisayar… İnsanların zihni mi açıldı birdenbire bilmiyorum… Bilişim, ulaşım, iletişim çağ atladı… Amaaaa…” dedi, durdu. “Oğlumla bile kopmaktayız sanki… Sevgide buluşuyoruz sadece. Yalnızlaştık mı, bana mı öyle geliyor?”
Sessizlik çöktü masaya… Vedalaşıp, kalan hayatlarımıza geri döndük…