Doğrudur; meyvelerin bir kısmı hormonlu… Sebzelerin genleriyle oynandığı da bir gerçek… Bazı manavları gezdiğinizde karpuza benzeyen biber, hıyara benzeyen lahana, babası kabak annesi marul olan bir turp göreceksiniz. Hatta patlıcandan olma domatesten doğma bir patatese de yer verebilirsiniz sofranızda… Çok hormon almış bir domates Sementa Foks kıvamında görünebilir gözünüze… Bu arada genleri ile oynanmış havuca da dikkat edin. Ayrıca ben sizin göbek salata yerken tahrik olma ihtimalinizi sevdim.
* * *
Yakında televizyonların nöbetçi kanaat önderlerine danışanlar çoğalacak:
– Genleri ile oynanmış patlıcan yedim. Şimdi ben ne yapacağım?
* * *
Meyveye sebzeye gelene kadar önce bizimle oynadılar… Hormonu önce insanoğluna enjekte ettiler, göğüsler şişti önce… Sonra gelsin silikonlar… El değmemiş kimse kalmadı neredeyse. Masumiyetimiz bitti, ruhlarımızın bekâreti gitti… Bu arada hesap etmedikleri bir şey oldu: Pişkinleştik. Kestiren erkekler de oldu, gerdiren kadınlar boldu ama bizimle bu kadar oynanınca içimizde ayanlar, uyananlar oldu.
* * *
‘İkna edemezsen kafa karıştır’ der hınzır bir bilge… Aynen öyle oldu.
Bir arkadaşım var:
“Ruhum cumhuriyetçi ama düşüncelerim liberal; kalbim milliyetçi ama fikirlerim demokrat” diyor. Sanırım onu tüm GDO ürünleri kıskanıyor. En karışık o çünkü.
* * *
– Aaaah dostum ah, senin genlerinle kim oynadı?..
Hoşçakalın…