Ülkemizin iki temel sorunu, bölücü terör ve çürük-çarpık yapılaşmadır. Teröre 30 yılda 40.000, Körfez Depremi’ne ise saniyeler içinde 20.000 can verdik!..
Çarpık kentleşme, ulaşım sorunları, deprem riskleri, çirkin yapılar, yitirilen doğal ve tarihi değerler ve bu yaralara merhem sürebilmek için harcanan devasa kaynaklar dikkate alındığında; ülkemizde Çevre, Şehircilik ve Mimarlık alanlarında radikal bir zihniyet değişimine gereksinim olduğu açıktır.
Giderek bozulan şehirlerimizi, turizm beldelerimizi, doğal ve tarihi varlıklarımızı toparlamak; çocuklarımıza yaşanabilir, güzel, sağlıklı ve güvenli çevreler bırakmak istiyorsak, eğitiminden başlamak üzere zihniyet, mevzuat ve teşkilatı yenileyerek, kapsamlı ve radikal bir “İmar ve Şehircilik Reformu”nu başarmamız ve aşağıdaki 15 maddelik “Çevre ve İmar Anayasası”nı kabul edip uygulamamız kaçınılmazdır.
Bu bağlamda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan beklentimiz vardır. Aksi halde, bu gidişle iç veya dış düşmana gerek olmadan kendi kendimizi bitiririz. Bir büyük deprem yeter…
Hadi benimle beraber tekrar edin:
– Gecekonduları, varoşları oy deposu olarak görmeyeceğime,
– İnşaat işlerini köşe dönmenin kısa yolu olarak algılamayacağıma,
– İmar işlerini siyasi ve maddi rant kaynağı olarak kullanmayacağıma,
– Yapı, yol, köprü, şehir kurmanın uzmanların işi olduğunu unutmayacağıma,
– Şehir düzeninin toplum düzenini doğrudan etkilediğini bileceğime,
– Büyükşehirlerde taşın toprağın altın olmadığını öğreneceğime,
– Bozulan kent dokusu insan dokusunu da bozar, bu denklemi ezberleyeceğime,
– Güzel ve güvenli yapıların sağlık ve mutluluk getireceğini öğreneceğime,
– Doğaya, tarihe duyarlı olacağıma, onları bozanlara tepki koyacağıma,
– Kente ve çevreye doğaya zarar verdiğimde insanlık suçu işlediğimi bileceğime,
– Benim binamın başkalarının görsel çevresinin bir parçası olduğunu kabul edeceğime,
– Doğa ile barışık kentlerin gelişmişliğin aynası olduğunu unutmayacağıma,
– Bozulan bir kentin, çevrenin tamir edilmesinin yüzyıllar aldığını hatırlayacağıma,
– İllegal yapılaşma ile bindiğim dalı kestiğimin farkında olacağıma,
– Çevreye verdiğim zararın kendi sonumu hazırladığını aklımdan çıkarmayacağıma,
Şerefim ve namusum üzerine and içer, yemin ederim…
Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp
Y. Müh. Mimar Kentbilimci