Caddebostan’daki ”Barlar Sokağı” olarak bilinen İskele Sokak’ta geçtiğimiz hafta yaşanan ve iki gencin ölümüyle sonuçlanan tatsız olay, bir başka tartışmanın da gündeme gelmesine neden oldu.
Sokak sakinleri huzursuz…
Geçmiş yıllarda, üzerinde Türkiye’nin en büyük ve en güçlü gazino markası Caddebostan Maksim’i barındıran, 70-80’li yılların en sakin sokağı olan Caddebostan İskele Sokağı sakinleri, sokak üzerinde yaşanan ve iki kişinin ölümüyle sonuçlanan acı olayın ardından huzursuzluklarını polise başvurarak dile getirmeye başladılar.
“Ya biz gideceğiz, ya onlar gidecek…”
Akşam saatlerinde başlayan gürültü ve karmaşanın sabahın ilk ışıklarına kadar sürdüğü sokak üzerinde tartışmaların ve huzursuzlukların bitmeyeceğini düşünen sokak sakinleri, “Ya biz gideceğiz, ya onlar gidecek” derken; bir başka grup ise, “Yetkililer burayı kamulaştırsın ve eğlence sokağı olarak yeniden düzenlesin” gibi ilginç ve bir o kadar da garip fikirler ortaya atıyorlar.
Selami Öztürk: “Sokağın neşesini bozamayacaklar…”
Bu yıl içinde sokağı yeniden düzenleyip hizmete açan Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk; “Yaşanan olay elbette üzüntü vericidir. Ancak kendilerini otoparkçı olarak tanıtan kişilerin karıştığı silahlı çatışma, sokağın neşesini bozmamalıdır” dedi. Başkan Öztürk, eğlenmeye gelen vatandaşların araçlarını eğlenmek istedikleri barların önüne bırakmak istedikleri için yoğunluk yaşandığını, oysa çok yakında ücretli ve ücretsiz otoparklar bulunduğunu vurguladı.
Selami Öztürk, sözlerime şöyle devam etti: “Çatışma, sokak üzerinde bulunan ve içki ruhsatı olan işyerlerinden kaynaklanmıyor. Sokakta yaptığımız yeni düzenleme ile sağlı-sollu yapılan parklanmaların önüne geçilmişti. Hatta bu uygulama, pek çok vatandaş tarafından çok beğenilmiş ve diğer sokaklar üzerinde de uygulamamız istenmişti.”
“Sokağın müşteri profilini aileye yöneltmek istiyoruz…”
“İnsanımızın eğlenirken bile aracından uzaklaşmak istememesi, orada “Vale” diye ortaya çıkan bir takım uyanıklara fırsat verdi” diyen Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk; “Kadıköy’ün en güzel sokaklarından biri olan bu sokağımız üzerinde oyun oynanmasına asla müsaade etmeyiz. Sokağın müşteri profilini aileye yöneltmek istiyoruz. Her vatandaşımız eşiyle, çocuklarıyla, arkadaşlarıyla huzur ve güven içinde eğlenebilir. Fakat araçlarını en yakın yerdeki otoparka bırakmalarını istiyoruz” diyor.
Doğruysa, durum vahim… Polisin durumu… Mahallenin değil…
Öte yandan, Hıncal Uluç’un 23 Eylül 2011 tarihli Sabah Gazetesi’ndeki köşesinde yazdığı yazı, başka bir tartışmayı günedeme getirecek gibi görünüyor. İşte Hıncal Uluç’un köşesinde “Caddebostan“ diye başlayan yazısı:
Caddebostan..!
Hürriyet’te, Yalçın Bayer “Yeter Söz Milletin” köşesinde Caddebostan’dan yazan okurunun endişesini dile getirmiş. Polise gitmiş, mahalleli.. Polis “Mahalle olarak ‘Burada alkol istemiyoruz. Alkollü yer istemiyoruz’ diye yazın işlem yapalım” demiş..
Doğruysa, durum vahim.. Polisin durumu.. Mahallenin değil..
Çünkü polis o caddede ölümle biten olayın sebebinin alkol değil, rant paylaşımı olduğunu biliyor. Bile bile işi, başka yöne çekiyor, demektir.
Restoran, gece kulübü ve benzeri yerlerin kapılarındaki “Vale” işini alanlar, dükkânın sahibinden fazla kazanıyorlar. Çünkü ne vergi var, ne sigorta.. Bu yüzden kapılar, ellerindeki kazancı kaçıran otopark mafyasının iştahını çekiyor..
Polis hangi kapıda hangi sabıkalının olduğunu bilmez mi?.
İşin içinde organize çeteler var mı, yok mu araştırmaz mı?.
