Son Haberler
Şile’de 23 Nisan coşkusu
Fatma Oktay son dönem çalışmalarını...
Tuzla’da 23 Nisan’a özel çifte...
Erdem Ergin, Mövenpick Istanbul Asia’ya...
Kartal arama kurtarma ekibi ağır...
Sporun şehri Pendik’te “Spor Şenlikleri”...
Ataşehir’in ilk sosyal tesis restoranı...
İstanbul Valiliği fırtına uyarısı yaptı
Sancaktepe’de 1 Yılda 23 Proje...
AYEDAŞ, İstanbul Anadolu Yakası’nda enerji...
Anadolu Yakası
Banner
Anadolu Yakası
  • Anasayfa
  • Gündem
  • İlçelerimiz
    • Adalar
    • Ataşehir
    • Beykoz
    • Çayırova
    • Çekmeköy
    • Gebze
    • Kadıköy
    • Kartal
    • Maltepe
    • Pendik
    • Sancaktepe
    • Şile
    • Sultanbeyli
    • Tuzla
    • Ümraniye
    • Üsküdar
  • Video Haberler
        • Videolar

          30 Ağustos Zafer Bayramı Kadıköy’de coşkuyla kutlandı

  • Mekanlar
        • Mekanlar

          Boğaz’ın yeni gözdesi Beykoz Kahvecisi’ne yoğun ilgi

          Çekmeköy Park Balık’a yoğun ilgi!

          Acısıyla, tatlısıyla Park Adana!

          Kalbur müdavimleri meğer ne çok özlemiş

  • Yazarlar
        • Yazarlar

          Türklerin Hz. Ali’si Destanlar, Efsaneler, Menkıbeler

          10 adımda metabolizmanızı hızlandırın

          Mirasın üzerinde tepinmek!

          Mevsimsel Duygudurum Bozukluğu ve Kış Depresyonu nedir?

Başkanlık sistemi ve medeniyet tasavvuru…

Yazar: Veli Dalbudak 16 Şubat 2015
Yazar: Veli Dalbudak 16 Şubat 2015
162

İddialı yazılar yazmayı sevmem. Bunun iki sebebi var. Birincisi; çok iddialı yazılar yazan, egosu hep tavan seviyesinde dolaşan kibirli yazarların yüksek perdeden salvolarının çok geçmeden kendilerini utandırdıklarına çok şahit oldum. İkincisi; büyük lokma ye, ama büyük konuşma atasözümüz her daim kulağıma küpedir.

Bu girizgahtan sonra azıcık iddialı laflar etsem de hoşgörülür kanaatindeyim… Başlıkta başkanlık, sistem, medeniyet, tasavvur ibarelerini kullandım diye zannetmeyin ki bilimsel ve teknik irdelemeler yapacağım. Benim işim o değil! Kaldı ki bunları tüm detaylarıyla zaten internette bulabilirsiniz. O zaman tekrarlardan kaçınıp, yeni birşeyler söylemek lazım.

Son 200 yılını anbean yanlış okuma, yanlış değerlendirme ve yanlış uygulama ile geçirerek, en sonunda da tüm ipleri eline geçiren tarihimizin en iddialı şahsiyeti Enver Paşa’nın fiyasko idareciliği ile tarihe gömülen, gelmiş geçmiş en görkemli Türk Devleti Osmanlı’dan sonra işgal edilmiş, çökmüş, en dip seviyeyi görmüş milletimiz, oradan tekrar dirilerek Gazi Mustafa Kemal önderliğinde hiçbir boyunduruğu kabul etmeyerek, yeni bir yönetim biçimiyle devleti kurdular. Din ve töre etkisiyle biat kültürünü 1.000 yıldır içselleştirmiş olan bu millet, tüm çıkar yollar tükenmeden asla bağlılığından vazgeçmediğinden her zaman en dibi görererek başlar yükselişlerine.

Yeni kurulan Cumhuriyet köylere, nahiyelere, kasabalara, kentlere umut ışığı oldu. Önemli kazanımları oldu. Ne var ki çok partili demokratik hayata (tüm denemelere rağmen) bir türlü geçilemedi. Yokluğu paylaşan millet, varlığı adil paylaşamadı. Siyasi rekabetsizlik devleti köhneleştirdi. Güç, kudret, zenginlik, nüfuz hep aynı tarafta kaldı. İşin kötüsü, bu kesim devranın hep böyle döneceğini, dönmese de böyle döndürülmesi gerektiğini içselleştirdiler. Öyle hale geldi ki, Cumhuriyeti ve cumhuru kimsenin gözü görmüyor, herkes kendi cumhuriyetini kuruyor, koruyor ve kolluyordu. Bu sayede elit tabaka ve imtiyazlı sınıflar oluşuyordu. Bilahare çok partili hayata geçilmiş olmasına rağmen fiiliyatta buna 10 seneden fazla izin verilmiyor, demokrasi sık sık rafa kaldırılıyordu. Dünya ilerliyor, sanayi devrimi oluyor, uzay çalışmaları son hızla yürüyor, ama biz kendi küçük dünyamızda kısır çekişmelerle vakit kaybediyorduk. En az 50 sene kaybettik.

Nihayet, 2001’de en büyük siyasi ve ekonomik krizi yaşadık. Dönüm noktası oldu bizim için. 2002’de yapılan seçimler halkın 79 yıllık sisteme büyük bir itirazıydı aslında. Ama yerleşik düzen bunu anlamak istemiyor, kabul etmiyor, genlerinde mevcut bulunan tüm yöntemlerle her türlü mücadeleyi yapıyordu. Gelgelelim ok yaydan çıkmış, millet oyunu görmüştü. Artık zokayı yutmuyordu. Millet, demokrasi içerisinde bir şeyleri değiştirmeyi başarıyordu. Yerleşik düzenin yerleşik kurumları, tüm direnme çabalarına rağmen yavaş yavaş yeni yöneticileri ve yeni zihniyetleri ile Yeni Türkiye’ye hizmet ediyorlardı. Fakat bu zorlu süreçte bazı hızlı hareketler yanlış sonuçlar da getirebiliyordu. Maalesef yıllarca mış gibi hizmet veren köhne sistemleri ve kurumları kısa sürede dönüştürmek imkansız…

Oysa kaybolan yıllar, bu ülke için bir Sezen Aksu şarkısından ibaret değil. Yapılması gereken çok iş var. Bireyi önceleyen bir devlet mekanizması, millet merkezli idari ve adli yapı kurulması gerekiyor. Cumhuriyet’in genlerindeki devletçi yapıdan süratle kurtulmak gerekiyor. Ülkenin modernleşmesi, gelişmesi, imar edilmesi, dünyaya entegre ekonominin oluşturulması, bireylerin zenginleşmesi, adil paylaşımın sağlanması, sosyal tarafı güçlü bir yapı oluşturulması gibi işlerin çok hızlı yapılması gerekiyor. Şu anda yollar, köprüler, tüneller, havalimanları, hızlı trenler, barajlar eskisinden daha çok ve daha hızlı yapılıyor. Ama açık söylemek gerekirse bu da yavaş…

Kaybolan yılları kazanabilmek için daha çok çalışmak lazım. Çünkü Almanya’ya bakarsanız otoyollarımız bir hiçtir, sanayimiz bir hiçtir, Japonya’ya bakarsanız metromuz bir hiçtir, ABD’ye bakarsanız teknolojimiz bir hiçtir, savunma ve askeri üretimimiz bir hiçtir, Rusya’ya bakarsanız yeraltı kaynak kullanımımız bir hiçtir. Artık dünyada proje finansman şekilleri çok gelişti. İstikrarlı ve güçlü ülkeler için finansman sorunu yok. Tüm Türkiye’yi aynı anda otoyollarla, hızlı trenlerle, metrolarla, tünellerle, havalimanı ve barajlarla kaplamalıyız. Nükleer santralleri tartışmasız yapmalıyız. Yoksa enerji açığının yarattığı cari açıkla başa çıkamayız.

Tüm bunlar için, kaçırdığımız çağı yakalayabilmek için, hızlı çok hızlı hareket edebilmek için, dar bölge seçim sistemi ile oluşan parlamento ve bağımsız yargı denetiminde bir başkanlık sistemi, aynı zamanda bir medeniyet tasavvurudur. Yalnız ve yalnız, bu yazının başlarında bahsi geçen Enver Paşa faciası gibi bir tek karar merciinin ülkeyi uçuruma savurmasını önlemek için, lider sultasından tamamen arınmış, halkın direkt temsilcilerinin oluşturduğu meclisin denetim ve kontrolu olmazsa olmazdır bu sistemde. Başkanın yetki ve sınırlarını medeniyet tasavvurunu gecikmeden, geç kalmadan en iyi şekilde gerçekleştirebilecek kadar özgür ve geniş, fakat yasama ve yargıyı baskı altına almaması ve uluslararası anlaşmaların meclis onayıyla yürürlüğe girmesi konularında elinin kolunun bağlı olması çok önemlidir.

Bunlar yapılırken, önümüzdeki yüzyıl düşünülerek sağlam bir sistemin temelleri atılmalıdır. Yıllar sonra olağanüstü şartlarda bile kötü niyetli bir başkanın diktatör olma heva ve hevesi, kurulacak bu sistemin temellerine gömülmelidir.

Veli DALBUDAK

başkanlık sistemiVeli Dalbudak
kadıköy life
Paylaş FacebookTwitterPinterestLinkedinWhatsappEmail
Veli Dalbudak

önceki içerik
İstanbul, “Dünya Tasarım Başkenti” adayı…
sonraki içerik
Çok ciddi uyarı! Kar bu kez esir alacak!..

İlgili Haberler

Türklerin Hz. Ali’si Destanlar, Efsaneler, Menkıbeler

25 Haziran 2021

10 adımda metabolizmanızı hızlandırın

22 Ocak 2019

Mirasın üzerinde tepinmek!

16 Ocak 2018

Mevsimsel Duygudurum Bozukluğu ve Kış Depresyonu nedir?

25 Aralık 2016

Bakanlığa engel yok!

13 Mayıs 2016

Büyük bir şantiye alanına dönen Kadıköy’de konut piyasasında...

28 Ocak 2016
  • Facebook
  • Twitter
  • Instagram
  • Linkedin
  • Youtube
  • Email
  • Whatsapp
  • Gizlilik Politikamız
  • Künye
  • Reklam
  • İletişim

@2020 - Tüm Hakları Saklıdır. AnadoluYakasi.net Tarafından Geliştirildi ve Tasarlandı.

  • Anasayfa
  • Gündem
  • İlçelerimiz
    • Adalar
    • Ataşehir
    • Beykoz
    • Çayırova
    • Çekmeköy
    • Gebze
    • Kadıköy
    • Kartal
    • Maltepe
    • Pendik
    • Sancaktepe
    • Şile
    • Sultanbeyli
    • Tuzla
    • Ümraniye
    • Üsküdar
  • Video Haberler
        • Videolar

          30 Ağustos Zafer Bayramı Kadıköy’de coşkuyla kutlandı

  • Mekanlar
        • Mekanlar

          Boğaz’ın yeni gözdesi Beykoz Kahvecisi’ne yoğun ilgi

          Çekmeköy Park Balık’a yoğun ilgi!

          Acısıyla, tatlısıyla Park Adana!

          Kalbur müdavimleri meğer ne çok özlemiş

  • Yazarlar
        • Yazarlar

          Türklerin Hz. Ali’si Destanlar, Efsaneler, Menkıbeler

          10 adımda metabolizmanızı hızlandırın

          Mirasın üzerinde tepinmek!

          Mevsimsel Duygudurum Bozukluğu ve Kış Depresyonu nedir?