2010 yılında kurulan, şu an 167 üyesi bulunan ve yaptığı çalışmalarla yerel basının basın kartı problemini çözen Anadolu Yazarlar ve Gazeteciler Derneği (AYGAD) başkanı Ahmet Işıkdağ, dernek olarak gelecek zaman içerisindeki hedeflerini bizlerle paylaştı. Derneğin temel amacının eğitim olduğunu vurgulayan Işıkdağ; “Mesleğimizin temel sorunlarının başında eğitimsizlik, eğitimsizlikle birlikte ahlaksızlık ve onunla birlikte çirkeflik geliyor.” diyerek günümüzün Türkiyesi’nde basını değerlendirdi..
2010 yılında kurulan Anadolu Yazarlar ve Gazeteciler Derneği ‘nin tarihçesinden bahseder misiniz?
Derneğimiz 2010 yılında Hakan Hamdi Manici başkanlığında kuruldu. Kurucu ekip arkadaşlarımızla birlikte Anadolu yakasında bir çok defa bir araya geldik ve 8-10 ilçede toplantılar yaptık. Amacımız bir dernek ve bir çatı altında toplanmaktı. En sonunda 2010 yılında bu derneğimizi kurduk. Birbirimize destek olduğumuz 2 yıl boyunca mesleki alanda yoğun bir çalışma içerisindeydik. Dernek bölgemizde güzel bir ses getirdi. Ancak 2 yılın sonunda bazı kişilerin küçük, bireysel yahut siyasi hesaplarına, menfaatlerine uymadı. Bağımsız kurulan bir derneğin çatısını siyasi bağımlı hale getirmeye çalışmaları sonucu derneğimiz yaklaşık 4-5 yıl aktif değildi. 2016 yılında ben dernek başkan yardımcısıydım ancak yöneten siz olmadığınız için söylem ve eylemleriniz bir noktaya kadar dinleniyor. En sonunda yönetim de değişikliğe gidilmesine karar verdik ve arkadaşlarımız başkanlık için beni uygun gördüler.
Derneğinizin amacı nedir?
Derneğimizin amacı basın mesleğini yerine getiren kişilerin eğitimli, eğitimle birlikte liyakatli, ahlaklı, mesleğin etik kurallarına uyan ve topluma bilgiyi etik kurallar içinde ulaştırabilecek bir topluluk kurmak.
Altın İmza Ödülleri fikri nasıl ortaya çıktı?
Ne kadar siyasetten, bürokrasiden uzak durmaya çalışsak da aslında onunla iç içeyiz. Biz de bölgemizde gerek siyasi gerek bürokratik gerekse ekonomik olarak bize katkı ve istihdam sağlayan insanlarımızı onurlandırmak ve diğer insanları teşvik etmek amacıyla bir plaket takdim töreni düzenledik.
Kültür Sanat Gazeteciliği Eğitim Projesi’nden bahseder misiniz?
Pandemi başlamadan önce yönetim kurulumuzla bir araya geldik. Dedik ki madem eğitime önem veriyoruz bizim bu alanda çalışmamız lazım. Hangi konu da çalışma yapmalıyız dedik ve kültür sanatın çok önemli bir nokta olduğu kanısına vardık. Çünkü kültür, sanatı ön planda olan bir topluluk diğer ülkelerin önündedir ve gelişmiştir. Bu yüzden meslektaşlarımızın belki bu konuda eğitim eksikleri olduğundan dolayı kültür ve sanat haberlerini haberleştiremediklerini düşündük. Bu yüzden bu eğitimi vermeyi amaçladık ve Kültür ve Turizm Bakanlığımızın katkılarıyla 15-20 Haziran 2020 tarihleri arasında 5 günlük bir eğitim verdik ve bu projemizin bir de kitapçığını çıkardık.
Önümüzdeki 6 ay ve daha sonrası için derneğinizin planları nedir?
Önümüzdeki 6 ay için iki projemiz var. Biri Z kuşağına yönelik bir proje. Şu an çok detaylandıramıyorum sizlere sürpriz olsun. Diğeri ise kültür ve sanat projemizi İstanbul’da değil de Türkiye’nin başka bölgelerinde yapmayı planlıyoruz. Bilgi eşittir güç. Bilgili bir toplum kendini ifade edebilir, bilgili bir toplum bireysel çıkardan çok toplumsal çıkarı düşünür. Bilgili bir toplum beraber kalkınmayı arzular. Ve tüm bunlar da bizim sorumluluğumuzda.
Gazetecilik alanında ne gibi sorunların çözülmesini istersiniz?
Mesleğimizin temel sorunlarının başında eğitimsizlik, eğitimsizlikle birlikte ahlaksızlık ve onunla birlikte çirkeflik geliyor. Bunların hepsi nerden kaynaklanıyor? Cahillikten. Anadolu Yazarlar ve Gazeteciler Derneği’nin hedefi, ilkesi, prensibi, misyonu, vizyonu tamamen eğitime, eğitimli bireylerin topluma bilgi akışını sağlıklı bir şekilde sağlayabileceğine inancını, toplumun kalkınmışlığı, toplumun selameti, kutuplaşmamanın ve birlikte hareket etmelerini sağlayan basın mensuplarına odaklıdır. Bizim ilk odağımız burasıdır.
Peki dernek hakkında sizinle uzun uzadıya konuştuk. Biraz kendinizden bahseder misiniz?
Mesleğe gazete dağıtımıyla başladım. İnsanların soru sorması ben de mesleğe karşı bir merak bir ilgi uyandı, sonra kendimi yetersiz gördüm çünkü sorulan bazı sorulara cevap veremiyordum. 3 yıl boyunca yurtdışında sürekli eğitimler aldım, seminerlere katıldım. Özel hocalarla çalıştım. İyi ki de seçtim! Kendime çok katkım oldu. Okumayı sevdim. Araştırmacı ruhum ortaya çıkmaya, merak duygularım uyanmaya başladı. Hayallerim farklılaştı.
30 yıla yakın bir süredir bu meslektesiniz. Genç meslektaşlarınıza tavsiyeniz nedir?
Genç insanların kanı hızlı kaynar. Mesleklerini en iyi en doğru en bilgili şekilde yapmaların bunun içinde eğitimlerine önem vermelidirler. Farklı projelerle hayata katkı sunmalarını arzu ederim ama en önemli şey, bunları ahlaki ve manevi yargılarını koruyarak yapmalıdırlar.

