Son Haberler
Şile’de 23 Nisan coşkusu
Fatma Oktay son dönem çalışmalarını...
Tuzla’da 23 Nisan’a özel çifte...
Erdem Ergin, Mövenpick Istanbul Asia’ya...
Kartal arama kurtarma ekibi ağır...
Sporun şehri Pendik’te “Spor Şenlikleri”...
Ataşehir’in ilk sosyal tesis restoranı...
İstanbul Valiliği fırtına uyarısı yaptı
Sancaktepe’de 1 Yılda 23 Proje...
AYEDAŞ, İstanbul Anadolu Yakası’nda enerji...
Anadolu Yakası
Banner
Anadolu Yakası
  • Anasayfa
  • Gündem
  • İlçelerimiz
    • Adalar
    • Ataşehir
    • Beykoz
    • Çayırova
    • Çekmeköy
    • Gebze
    • Kadıköy
    • Kartal
    • Maltepe
    • Pendik
    • Sancaktepe
    • Şile
    • Sultanbeyli
    • Tuzla
    • Ümraniye
    • Üsküdar
  • Video Haberler
        • Videolar

          30 Ağustos Zafer Bayramı Kadıköy’de coşkuyla kutlandı

  • Mekanlar
        • Mekanlar

          Boğaz’ın yeni gözdesi Beykoz Kahvecisi’ne yoğun ilgi

          Çekmeköy Park Balık’a yoğun ilgi!

          Acısıyla, tatlısıyla Park Adana!

          Kalbur müdavimleri meğer ne çok özlemiş

  • Yazarlar
        • Yazarlar

          Türklerin Hz. Ali’si Destanlar, Efsaneler, Menkıbeler

          10 adımda metabolizmanızı hızlandırın

          Mirasın üzerinde tepinmek!

          Mevsimsel Duygudurum Bozukluğu ve Kış Depresyonu nedir?

Hastane baharı…

Yazar: Veli Dalbudak 16 Nisan 2015
Yazar: Veli Dalbudak 16 Nisan 2015
197

Peyami Safa’nın meşhur Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, okuyucuya karamsarlık imgesinin doruk noktasını verir. Zaten tek başına hastane kelimesi insanı hüzünlendirmeye yetmez mi? Hele Dokuzuncu Hariciye Koğuşu’nda olduğu gibi eski Türkiye’nin eski hastaneleri, o meşhur hastane kokusuyla, pisliğiyle, daracık odalarda üst üste hastalarıyla, yetersiz doktor, hemşire ve hastabakıcılarıyla zaten hasta olmanın getirdiği hüzün, karamsarlık ve umutsuzluk duygularını kamçılıyordu.

Sıra bulup muayene olmak, yatak bulup tedavi olmak, hasta yakınlarının yoğun çabalarına ve bir tanıdık bulup torpil yaptırmaya bağlıydı. Hikayeler, öyküler, romanlar, hatta şiirler, dönemin sosyal hayatından izler taşır. Tıpkı Tolstoy’un Anna Karenina’sında ve Goethe’nin Genç Werther’in Acıları’nda olduğu gibi…

Anna Karenina’yı okurken dönemin şehirli Ruslarının yaşam tarzını, köylülerin tarlalarda çalışma biçimini, siyasetçilerin ve entellektüellerin dünyaya bakışını, sosyo-ekonomik yapıyı ve coğrafyayı gözünüzün önünde canlandırırsınız. Genç Werther’in Acıları’nda ise genç bir Almanın gözünden dönemin Alman sosyo-kültürel yapısını izlersiniz. Türk edebiyatında da durum benzerdir. Yaşar Kemal, İnce Memed’te Çukurovanın kasabalarını, köylerini, dağlarını ve orada yaşananları yerel dili de çok iyi kullanarak yansıtır. Reşat Nuri, “Canım bu kadarı da ancak romanlarda olur” dedirten abartılı kurguculuğunun içinde bile dönemin ruhunu olduğu gibi verir okuyucuya…

Asıl mevzumuz olan hastane konusunu da Peyami Safa’nın bilerek ya da bilmeyerek olduğu gibi anlatarak dönemi yansıttığı barizdir. Bugünlerde hastanedeyiz. Babam ameliyat olacak. Yeni yapılan Balıkesir Üniversitesi Hastanesi’nin büyük, ferah, temiz ve geniş ufuklu manzara sunan odasındayız. İnşallah başarılı bir ameliyat geçirir ve babam eski sağlığına kavuşur.

Yatağın yanındaki koltuktan hastane baharını seyrediyorum. Yüksek tepelerin geniş bir halka çizer gibi çevrelediği Balıkesir silueti karşımda. Onun etrafını da geniş ve verimli Balıkesir Ovası çeviriyor. Sapsarı hardalların süslediği boş bırakılmış tarlaların arasında, bol kardan iyi beslenmiş buğday tarlaları, küçük çalıların da mantar gibi içinde yer aldığı yemyeşil meraya kadar uzanıyor. Hemen yanında ise beyaz çiçekleriyle gelin gibi süslenmiş badem ağaçları arzı endam ediyor. Ovanın içinde uzaktan küçük camileri ve uzun minareleri, koyu kırmızı kiremitten çatıları ile gelişigüzel serpiştirilmiş gibi duran köyler, tabloya hayat katıyor. En gerideki yüksek tepelerin üzerinde hayal meyal seçilen elektrik üreten rüzgar değirmenleri de bana gözüpek savaşçı Don Kişot’un varlık sebebi yeldeğirmenlerini hatırlatıyor.

Yemyeşil doğanın içinde pırıl pırıl bir hastane burası… Peyami Safa, Dokuzuncu Hariciye Koğuşu’nu hangi hastanede yazdı bilmiyorum, ama bu güzel hastanede ancak “Hastane Baharı” diye bir yazı yazılabilir. Her ne kadar hastane rahat ve konforlu ise de, pencereden görünen bu güzel ve rengarenk bahar hastalara şifa bulma yolunda moral vererek, bir an evvel iyileşip pencereden görünen davetkar baharın içine dalma arzusu veriyor…

Veli DALBUDAK

anna kareninadokuzuncu hariciye koğuşugoetheince mededpeyami safatolstoyVeli DalbudakYaşar Kemal
kadıköy life
Paylaş FacebookTwitterPinterestLinkedinWhatsappEmail
Veli Dalbudak

önceki içerik
Kartal’da engellilere engel yok…
sonraki içerik
Saffet Emre Tonguç yine büyüledi…

İlgili Haberler

Türklerin Hz. Ali’si Destanlar, Efsaneler, Menkıbeler

25 Haziran 2021

10 adımda metabolizmanızı hızlandırın

22 Ocak 2019

Mirasın üzerinde tepinmek!

16 Ocak 2018

Mevsimsel Duygudurum Bozukluğu ve Kış Depresyonu nedir?

25 Aralık 2016

Bakanlığa engel yok!

13 Mayıs 2016

Büyük bir şantiye alanına dönen Kadıköy’de konut piyasasında...

28 Ocak 2016
  • Facebook
  • Twitter
  • Instagram
  • Linkedin
  • Youtube
  • Email
  • Whatsapp
  • Gizlilik Politikamız
  • Künye
  • Reklam
  • İletişim

@2020 - Tüm Hakları Saklıdır. AnadoluYakasi.net Tarafından Geliştirildi ve Tasarlandı.

  • Anasayfa
  • Gündem
  • İlçelerimiz
    • Adalar
    • Ataşehir
    • Beykoz
    • Çayırova
    • Çekmeköy
    • Gebze
    • Kadıköy
    • Kartal
    • Maltepe
    • Pendik
    • Sancaktepe
    • Şile
    • Sultanbeyli
    • Tuzla
    • Ümraniye
    • Üsküdar
  • Video Haberler
        • Videolar

          30 Ağustos Zafer Bayramı Kadıköy’de coşkuyla kutlandı

  • Mekanlar
        • Mekanlar

          Boğaz’ın yeni gözdesi Beykoz Kahvecisi’ne yoğun ilgi

          Çekmeköy Park Balık’a yoğun ilgi!

          Acısıyla, tatlısıyla Park Adana!

          Kalbur müdavimleri meğer ne çok özlemiş

  • Yazarlar
        • Yazarlar

          Türklerin Hz. Ali’si Destanlar, Efsaneler, Menkıbeler

          10 adımda metabolizmanızı hızlandırın

          Mirasın üzerinde tepinmek!

          Mevsimsel Duygudurum Bozukluğu ve Kış Depresyonu nedir?