Yılmaz Erolgaç, uzun yıllardan beri Amerika Birleşik Devletleri’nde yaşayan eski bir Kadıköylü… Amerika’ya 1950’li yıllarda gidip yerleşen, oralarda yükselmiş ve hatta finans sektöründe en öenmli kurumların birinde başkan yardımcılığı görevinde bile bulunmuş bir isim… Ama hiçbir zaman doğduğu toprakları unutmayıp, çocukluk anıları ile yaşamış…
Onun Kadıköy ile bağlantısını sağlayan unsurlardan biri de, Kadıköy Life Dergisi ve internet haber portalları elbette… Dergimizin yurtdışı aboneleri arasında bulunan ve her sayısını büyük bir dikkatle izleyen Erolgaç; “Her sayıyı okuduğumda uzun bir yolculuğa çıkıyorum. Bu anlamda çok güzel bir işlevi yerine getiriyorsunuz, ancak zaman zaman da üzücü haberler alıyorum” diyor.
İşte O’nu üzüntüye sokan Kuşdili Çayırı haberi ile ilgili yazdıkları:
Selamlar Sevgili Kadir Bey,
Benim için çok kıymetli olan derginizi okudum. Kapak konusu ettiğiniz o Kuşdili Çayırı’nda, çocukluğumda futbol oynardım. Yaz aylarında canbazlar gelirdi ve çeşitli atraksiyonlar yaparak, bizleri hayretler içinde hayal alemine uçururlardı.
En heyecanlı gösteri de, 10 metre yüksekliğe gerilen bir ipin üzerinde, önce ellerinde uzun sopalarla dengeyi kurup, yalın ayakla bir taraftan öbür tarafa yürürler ve sonra da bisikletle gene iki kazık arasında gidip gelirler ve en son gün de ipin üzerinde koyunu kurban ederlerdi.
Ata bindiğimiz bir mesire yeriydi…
Bayramlarda kurbanlık koyunları orada satarlardı. Alemdağ bölgesinden renk renk atlar gelirdi ve bizler küçük bir kira karşılığında atlara binerdik. Orası tam teşekküllü bir mesire yeriydi. Sevgili annem ile yandaki Mahmut Dede’nin mezarına dua etmiye giderdik.
Ben de büyük bir huşu içinde tüm geçmişlerimizin, babamın ve Atatürk’ün ruhuna ezberlediğim, fakat manasını bilmediğim duaları okurdum. Şimdilerde o alan için AVM olsun gibi tatışmaların yaşanması hiç hoş değil… Geçmişimize ne zaman, nasıl sahip çıkacağız?..
Oranın yeşil alan olarak düzenlenmesi fikrini destekliyorum, yöneticilerimizden rica ediyorum. Bu konuda herkesi duyarlı olmaya davet ediyorum…