Evvelki akşam, Haliç Kongre Merkezi’nde değerli Osman Sınav Usta’nın yeni filmi “Uzun Hikaye”nin galasındaydık.
Oğlan, kızı kaçırmıştı. Dar imkânlı, ancak birbirlerine delicesine tutkulu genç karı-kocanın ikinci evlatlarının doğumu sırasında, anne ile bebeğin kaybedilmesiyle başlayan bir aile dramı, baba ile oğulun birbirlerine kenetlenmeleri, delikanlılık çağında oğlanın babasına diklenmeleri, ancak her daim bütünleşmeleri…
Oğlanın savcının güzel kızıyla yakınlaşması… Ve nihayet, köy gazetesinde sol içerikli yazılar yazmaya başlayan yiğit babayı içeri tıkan savcının kızı ile oğulun kaçmaları… Babanın hayatının biricik oğlunda yinelenmesi…
Bizim eski buharlı tren ile genç karı kocanın köye gelmeleriyle başlayan film, oğul ile savcı kızının yine buharlı tren ile kaçmaları ile sonlanıyor.
Yalın, sürükleyici, kah ağlatan, kah güldüren seviyeli bir yapım. Bir mimar ve şehirplancı olarak, kamera açılarını takdirle izledim.
Büyük usta Osman Sınav’ı, Fransızların tabiriyle “Jön Prömiye” yakışlıklı Kenan’ı ve 2001’de benim de jüri olduğum Miss Turkey yarışmasında kraliçemiz olan güzeller güzeli Tuğçe’yi, ve başarılı bir sınav veren diğer genç oyuncular ile yapım ekibini kutluyorum.
Ne zamandır sinemaya gitmemiştim, ilaç gibi geldi. Bu arada genç kızların hayal ve rüyalarını süsleyen yakışıklı Kenan Bey ile çektirdiğim resim, benim de yaşıma göre pek fena olmadığımı gösteriyor desem bilmem siz ne derdiniz?..
Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp
Y. Müh. Mimar Kentbilimci