Son Haberler
Kamuya milyonluk radyoloji ihalesi! Kazanan...
Şile’de 23 Nisan coşkusu
Fatma Oktay son dönem çalışmalarını...
Tuzla’da 23 Nisan’a özel çifte...
Erdem Ergin, Mövenpick Istanbul Asia’ya...
Kartal arama kurtarma ekibi ağır...
Sporun şehri Pendik’te “Spor Şenlikleri”...
Ataşehir’in ilk sosyal tesis restoranı...
İstanbul Valiliği fırtına uyarısı yaptı
Sancaktepe’de 1 Yılda 23 Proje...
Anadolu Yakası
Banner
Anadolu Yakası
  • Anasayfa
  • Gündem
  • İlçelerimiz
    • Adalar
    • Ataşehir
    • Beykoz
    • Çayırova
    • Çekmeköy
    • Gebze
    • Kadıköy
    • Kartal
    • Maltepe
    • Pendik
    • Sancaktepe
    • Şile
    • Sultanbeyli
    • Tuzla
    • Ümraniye
    • Üsküdar
  • Video Haberler
        • Videolar

          30 Ağustos Zafer Bayramı Kadıköy’de coşkuyla kutlandı

  • Mekanlar
        • Mekanlar

          Boğaz’ın yeni gözdesi Beykoz Kahvecisi’ne yoğun ilgi

          Çekmeköy Park Balık’a yoğun ilgi!

          Acısıyla, tatlısıyla Park Adana!

          Kalbur müdavimleri meğer ne çok özlemiş

  • Yazarlar
        • Yazarlar

          Türklerin Hz. Ali’si Destanlar, Efsaneler, Menkıbeler

          10 adımda metabolizmanızı hızlandırın

          Mirasın üzerinde tepinmek!

          Mevsimsel Duygudurum Bozukluğu ve Kış Depresyonu nedir?

“Ekokentler” olacaksa ben varım…

Yazar: Ahmet Vefik Alp 20 Haziran 2012
Yazar: Ahmet Vefik Alp 20 Haziran 2012
149

1

Teknolojik ilerleme ve büyükşehirlere göç, doğa-insan ekobalans dengelerinin giderek bozulmasına neden olan iki temel gelişmedir. Doğamızın hızla bozulduğunu, hayatı paylaştığımız evlerimiz, mahallelerimiz ve şehirlerimizin gerek fizyolojik, gerekse sosyo-psikolojik bakımdan biz insanları mutlu etmekten uzaklaştığını görüyoruz. Marmara Depremi’nin neticelerinin, bu olgunun bir açıdan teyidi olduğunu düşünüyoruz.

Üç binli yıllara girerken, kentbilimciler ve mimarların insanları mutlu ve rahat kılacak ve ancak doğaya zarar vermeyecek yeni şehir kurguları, yeni yapı teknolojileri arayışında olduğunu görüyoruz. “Ekokentler”, bu süreç içerisinde doğmuştur. Doğa ve insan ile barışık bu yeni yaşam sistemleri, artık güncel ve gerçekleşebilir duruma gelmişlerdir.

Ekokent, diğer bir deyişle ekolojiye ahenkli şehir, birçok açıdan bugünkü kent sistemlerimizden farklıdır. Zemine amortisörlü ayaklar üzerinde oturan Ekokent’te, konutlar üçgen bir süperstrüktürün teraslarında kademelenmekte, dışta doğal çevreye ve manzaraya, içte ise klimatize kentsel atrium’a kesintisiz açılmaktadır.

‘Kentsel Atrium’ olarak adlandırdığımız iklimlendirilmiş iç mekanda ise, işyerleri ve diğer fonksionlar yer almaktadır. İstenirse burada mevsim her zaman bahardır. Ekokentler’de hiçbir anlamda kirlilik yoktur, çöp yoktur, duman yoktur. Tüm materyeller dönüşebilir (recycyable) cinstendir.

EkokentlEkokent A V ALPer, kendi enerji gereksinmelerini kendileri üretmektedir. Merkezi ısıtma, klima, arıtma gibi mekanik tesisat ve santraller ile diğer hizmet sistemleri, üçgen kesidin alt kenarında, tabanda gizlenmiştir. Şehir tüm olarak amortisörlü ayaklar üstündedir ve bu ayaklardan zemine ve zeminaltı nükleer korumalı sığınaklara inilebilmektedir. Bu nedenle ‘Ekokent’ler depremden, selden, tsunamiden, fırtınadan, savaştan ve diğer felaketlerden etkilenmemektedir.

Topoğrafya üzerinde eğrisel olarak uzayan veya daireler, elipsler çizebilen bu üçgen sistem; ormanların, nehirlerin üzerine bir viyadük gibi yılankavi biçimde konuşlanabilmektedir. Zemine dayanaklar üzerinde basan Ekokentler, doğayı bozmamaktadır. İki eko yerleşim arasında iletişim, yükseltilmiş monoraylar vasıtasıyla olabilmektedir.

Ekokent, doğanın kalbinde, doğanın güzelliklerinden sonuna kadar faydalanırken, ona hiç zarar vermeyen bir kentsel kurgudur. Bu projeler, deneyimli ve doğru kadrolarla, doğru süreçlerde götürülmelidir. Yurtdışına kaçırdığımız beyinler geri kazanılmalıdır. Çok riskli olan bu projelerde yanlış yapılırsa, İstanbul sizlere ömür olur.

Sayın Başbakan’ınımızın “Kanal İstanbul” projesinin kenarlarında planlanacak yerleşimler ile Anadolu ve Avrupa yakalarına iki yeni kent, burada tanımladığım “Ekokent” anlayışıyla hazırlanmalıdır. İstanbul için önerilen Kanal İstanbul, kuzeyden 3. Boğaz Köprüsü ve Otoyolları ve 2 yeni Ekokent; İstanbul’a yeni nüfus çekmemeli, tam tersine İstanbul’un kanserli dokusu temizlenerek bu iki Ekokent’e taşınmalı, çalınan yeşili İstanbul’a iade edilmelidir. Böylece İstanbul, doğal ve tarihi öz kimliğine kavuşmalı ve depreme hazır hale gelmelidir.

Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp

Y. Müh. Mimar Kentbilimci

3. KöprüAhmet Vefik AlpbaşbakanEkokentKanal İstanbulMarmara depremiMonoray
kadıköy life
Paylaş FacebookTwitterPinterestLinkedinWhatsappEmail
Ahmet Vefik Alp

önceki içerik
Diyabet hastalarının yaz günlüğü…
sonraki içerik
Kadıköy’ün yeni yıldızı: “La Mia Luce”

İlgili Haberler

Türklerin Hz. Ali’si Destanlar, Efsaneler, Menkıbeler

25 Haziran 2021

10 adımda metabolizmanızı hızlandırın

22 Ocak 2019

Mirasın üzerinde tepinmek!

16 Ocak 2018

Mevsimsel Duygudurum Bozukluğu ve Kış Depresyonu nedir?

25 Aralık 2016

Bakanlığa engel yok!

13 Mayıs 2016

Büyük bir şantiye alanına dönen Kadıköy’de konut piyasasında...

28 Ocak 2016
  • Facebook
  • Twitter
  • Instagram
  • Linkedin
  • Youtube
  • Email
  • Whatsapp
  • Gizlilik Politikamız
  • Künye
  • Reklam
  • İletişim

@2020 - Tüm Hakları Saklıdır. AnadoluYakasi.net Tarafından Geliştirildi ve Tasarlandı.

  • Anasayfa
  • Gündem
  • İlçelerimiz
    • Adalar
    • Ataşehir
    • Beykoz
    • Çayırova
    • Çekmeköy
    • Gebze
    • Kadıköy
    • Kartal
    • Maltepe
    • Pendik
    • Sancaktepe
    • Şile
    • Sultanbeyli
    • Tuzla
    • Ümraniye
    • Üsküdar
  • Video Haberler
        • Videolar

          30 Ağustos Zafer Bayramı Kadıköy’de coşkuyla kutlandı

  • Mekanlar
        • Mekanlar

          Boğaz’ın yeni gözdesi Beykoz Kahvecisi’ne yoğun ilgi

          Çekmeköy Park Balık’a yoğun ilgi!

          Acısıyla, tatlısıyla Park Adana!

          Kalbur müdavimleri meğer ne çok özlemiş

  • Yazarlar
        • Yazarlar

          Türklerin Hz. Ali’si Destanlar, Efsaneler, Menkıbeler

          10 adımda metabolizmanızı hızlandırın

          Mirasın üzerinde tepinmek!

          Mevsimsel Duygudurum Bozukluğu ve Kış Depresyonu nedir?