12 Eylül yargılanıyor, Kentsel Dönüşüm Yasası görüşülüyor, Silivri’de davalar sürüyor. Ülke gündemi dinamik ve kalabalık… Ve yakında 3. Boğaz Köprüsü’nün ihalesi tekrarlanacak.
Sayın ve sevgili Başbakan’ımızın İstanbul Boğazı’nın kuzeyine köprü ve otoyol yaptırmaması için çok uğraştım, yazdım, çizdim. ‘İstemezükcüler’den farklı olarak alternatif bir proje hazırladım. Pendik-Yeşilköy arası iki kıtayı ve iki havalimanımızı Marmara Denizi üzerinden bağlayan 50 km’lik “TRANSMAR” oto-ray yüzergeçiş projemi tamamladım. İki havalimanı arasında 300 km hızla hareket eden Raylı Mekik’i tasarladım. 150.000 araç/gün taşıyacağı hesaplanan bu proje, teknik açıdan İTÜ’nün onayından geçti ve uluslararası bilim kitaplarında yerini aldı. Ancak bütün bunlar, Sn. Başbakan’ımı ikna etmem için yeterli olamadı.
Benim endişem, kendi başına 3. Köprü ve Otoyolları’nın İstanbul’un kuzeyindeki doğayı tahrip etme olasılığı değil. Bu sorun, doğru bir proje ile aşılabilir. Benim endişem, projenin İstanbul’un ekolojik dengesini ayakta tutmaya çalışan kuzey kesimlerin legal veya illegal yapılaşmaya teslim olabileceği yönünde. Bu talihsizliği, FSM ve TEM örneğinde acı bir biçimde yaşadık ve esasen yükünün altında ezilen İstanbul’a yeni bir İstanbul ekledik. Yapılaşmaya karşı 3 yasa ile; İmar, Kültür ve Tabiat Varlıkları ve Boğaziçi Yasaları ile korunan Boğaziçi’nde, 30.000 yapıdan 10.000 adedinin bir şekilde kaçak olduğunu hatırlarsak, bu endişemin haklı olduğunu kolayca kabul ederiz.
Beklenmedik bir gelişme olmaz da 3. Köprü ve Kuzey Marmara Otoyolu’nun yakında hayata geçeceğini kabullenirsek, o zaman projenin aşağıda sıraladığım 10 önemli koşulu yerine getirmesini tavsiye ederim:
- Otoyol ve bağlantı yollarının, su havzaları ve yeşil alanlardan en az düzeyde geçecek şekilde düzenlenmesi,
- Otoyol ve bağlantılarının, bazı kesimlerinin su havzaları ve yeşil alanlardan geçmek durumunda olması halinde; tünel, köprü ve viyadük gibi mühendislik yapılarıyla suyun ve yeşilin korunması,
- Trakya ve Anadolu tarafında, uç kesimlerdeki birer bağlantı dışında Otoyol’dan kent içine bağlantı yapılmaması,
- İstanbul’un kuzey kesimlerinde legal veya illegal yeni yapılaşmaya hiçbir koşulda izin verilmemesi,
- Ağır bir metal kitle oluşturarak Boğaziçi estetiğine zarar verebilecek iki katlı köprü platformu yapılmaması, 1. ve 2. Köprü’de olduğu gibi zarif gerdanlık etkisinin korunması, varsa raylı sistemin platform üzerinden geçirilmesi,
- Kablo askıların 1. ve 2. Köprü’den farklı olarak, performansı yüksek ‘Yelpaze Sistemi’ olarak projelendirilmesi, zemine ısı sistemi konması,
- Başbakan’ımın “Kanal İstanbul” Projesine ilaveten diğer bir projesi, gerçekleşmesi halinde 3. Köprü ve Otoyolları ile ulaşılacak “Kuzeyde İki Yeni Şehir”in doğaya zarar vermeyen, çevreyi kirletmeyen, enerjisini kendi üreten, karbon salınımı kontrollü “Ekolojik Kent” anlayışıyla kurgulanması,
- Uzun bir süre 50.000 araç/gün transit kapasite ile sınırlı kalacağını düşündüğüm 3. Köprü’nün kent içi ulaşımına kayda değer bir katkısı olmayacağından, merkeze girmesi gerekmeyen iki yaka arasındaki 200.000 araç/gün kapasiteli ‘Çevresel Trafik’ in, Pendik-Yeşilköy arası inşa edilecek TRANSMAR projem üzerinden taşınarak mevcut iki köprünün rahatlatılması,
- Araçlar, Toplu Taşım Sistemleri ve Metro’nun İstanbul’u dairesel olarak kesintisiz çemberlemesini sağlayacak “Altın Üçgen” sistemin eksik ayağı, Göztepe-Levent arası YÜZERTÜP su altı geçiş projemin gerçekleştirilerek mevcut köprülerin yedeklenmesi ve kent içi ulaşımın ferahlatılması,
- İstanbul’a yeni nüfus akışını tetikleyecek girişimlerden kaçınılması ve İstanbul’un 1/100.000 ölçekli ana planının bu yeni ulaşım projeleri ve kentsel dönüşüm bölgelerini de içerecek şekilde güncellenerek, güzide kentimizin “Plansız Şehir” ayıbından arındırılması….
Hepsi bu kadar…
Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp
Y. Müh. Mimar Kentbilimci