İstanbul’un önemli kültür merkezlerinden 400 yıllık Balaban Tekkesi, yeniden kültür dünyamıza kazandırıldı. 20. yüzyılda ortadan kalkan ve eski fotoğraflar ile vakıf kayıtlarından yararlanılarak yeniden inşa edilen bina, kültür ve sanat merkezi olarak Üsküdarlılara hizmet verecek. Bina, 1630’lu yıllarda mescit olarak inşa edilmiş ve sonradan tekkeye çevrilmişti.
Son yıllarda kültür dünyamızda güzel gelişmelere şahit oluyoruz. Unutulan, unutturulmaya çalışılan değerlerimiz, yeniden iltifata mazhar oluyor. Yıkılan, ortadan kalkan, harap olan kültür merkezleri yeniden ayağa kaldırılıyor, ya da restore ediliyor ve bir şekilde hizmete kazandırılıyor. Bunun son örneği ise, Üsküdar’daki dört asırlık Balaban Tekkesi…
17. yüzyıldan 20. yüzyılın başlarına değin kesintisiz sâlâ geleneğini yaşatan ve icra eden önemli bir mekân olan tarihî Balaban Tekkesi de ihya edildi. Üsküdar Belediyesi tarafından eski fotoğraflarından ve vakıf kayıtlarından yararlanılarak yenilenen ve kamuya kazandırılan bina, bir kültür ve sanat merkezi olarak Üsküdarlılara hizmet verecek.
Hüsnü Efendi’nin hizmet ettiği Balaban Tekkesi, Üsküdar’ın ve İstanbul’un önemli kültür merkezlerinden biri… Tahminen 1630’lu yıllarda mescid olarak inşa edilmiş, 140 sene sonra da Sadi Tekkesi haline gelmiş. Ardından farklı tarikatlere hizmet etmiş. Tekkenin son şeyhi Hüsnü Efendi, devrinin tanınmış pek çok tasavvuf erbabından icazet almış. Eserler kaleme almış, Mesnevi okutmuş. İstanbul’un en meşhur duahanıymış. Merasimlerde dua etmesi için gelmesini hasretle beklerlermiş. Tekkeler kapandıktan sonra Hasan Hüsnü Efendi, geçimini sağlamak için Nuhkuyusu Şüheda Mezarlığı bekçiliği yaparken, Balaban Tekkesi de zaman içinde ortadan kalkmış.
Restorasyon çalışmalarında görev alan şehir tarihçisi Süleyman Faruk Göncüoğlu, tekkenin eski günlerindeki gibi kültürel hayata katkı sunacağını söylüyor. Tekkede musikî akşamları düzenleneceğini belirten Göncüoğlu; “Balaban Tekkesi, Üsküdarlı veya yolu Üsküdar’dan geçmiş düşünür, yazar, sanatçı, bilim insanı ve entelektüellere kapısını açmıştır” diyor.
Göncüoğlu, Balaban Tekkesi’nin 20. yüzyıl başlarında tamamen ortadan kalktığını, tarihî tekke binası ve hazire alanının, uzun yıllar içkili mekânlara hizmet veren müesseseler tarafından kullanıldığı bilgisini veriyor.