Son Haberler
Kamuya milyonluk radyoloji ihalesi! Kazanan...
Şile’de 23 Nisan coşkusu
Fatma Oktay son dönem çalışmalarını...
Tuzla’da 23 Nisan’a özel çifte...
Erdem Ergin, Mövenpick Istanbul Asia’ya...
Kartal arama kurtarma ekibi ağır...
Sporun şehri Pendik’te “Spor Şenlikleri”...
Ataşehir’in ilk sosyal tesis restoranı...
İstanbul Valiliği fırtına uyarısı yaptı
Sancaktepe’de 1 Yılda 23 Proje...
Anadolu Yakası
Banner
Anadolu Yakası
  • Anasayfa
  • Gündem
  • İlçelerimiz
    • Adalar
    • Ataşehir
    • Beykoz
    • Çayırova
    • Çekmeköy
    • Gebze
    • Kadıköy
    • Kartal
    • Maltepe
    • Pendik
    • Sancaktepe
    • Şile
    • Sultanbeyli
    • Tuzla
    • Ümraniye
    • Üsküdar
  • Video Haberler
        • Videolar

          30 Ağustos Zafer Bayramı Kadıköy’de coşkuyla kutlandı

  • Mekanlar
        • Mekanlar

          Boğaz’ın yeni gözdesi Beykoz Kahvecisi’ne yoğun ilgi

          Çekmeköy Park Balık’a yoğun ilgi!

          Acısıyla, tatlısıyla Park Adana!

          Kalbur müdavimleri meğer ne çok özlemiş

  • Yazarlar
        • Yazarlar

          Türklerin Hz. Ali’si Destanlar, Efsaneler, Menkıbeler

          10 adımda metabolizmanızı hızlandırın

          Mirasın üzerinde tepinmek!

          Mevsimsel Duygudurum Bozukluğu ve Kış Depresyonu nedir?

Prof. Dr. İbrahim ORTAŞ – Türkiye’nin ulusal bilim politikası var mı?

Yazar: Kadir Toprakkaya 6 Mart 2010
Yazar: Kadir Toprakkaya 6 Mart 2010
125

Prof20 Şubat 2010 tarihinde ULAKBİM’de yapılan toplantıda, “Türkiye’nin Bilimsel Yayın Politikası” konusu bir günlük bir çalıştay ile masaya yatırıldı. Çalıştaya, ULAKBİM bünyesindeki dört veritabanı grubunun üyeleri katıldılar. Yaşam Bilimleri Veritabanı gurubu üyesi olarak, ben de toplantıya katıldım. TÜBİTAK başkanının danışmanı sıfatı ile Prof. Dr. İsmail Hakkı Demirel, “Türkiye’nin bilim politikası var mı?” başlıklı sunusu ile Dünyada son yıllarda hangi bilimsel alanlarda daha çok bilimsel araştırma ve yayın yapıldığını karşılaştırmalı olarak sundular.

Türkiye’nin dünyadaki yerini de ortaya koydular. Çizilen Türkiye resminin toplantıdaki akademisyenlerin kafasında bıraktığı sonuç, dünyada yıllık makale üretme potansiyeli yönünden 19. sıradaki ülkemizin ürettiği makalelerin, değer görmesi bakımından dünyada aynı ağırlıkta olmadığı görülüyor. Nüfus büyüklüğü üzerinden bin kişi başına bilim insanı, bilimsel araştırma kapasitesi, yapılan yayınların atıf alması yönünden pek de istenilen düzeyde olmadığımız görülüyor.

Toplantıda Doç. Dr. Tulga Ulus, Türkiye’de üretilen bilimsel bilginin ekonomiye ve endüstriye dönmediğini belirterek, Türkiye’nin bilim politikalarının belirlenmesi ve bunun içselleştirilmesi gerektiğini belirttiler. Dr. Elif Gürses, ULAKBİM’in 2010 yılı hedeflerini anlattılar, toplantıda Türkiye kaynaklı dergilerin indekse geçmesi konusunu gündeme getirdiler.

Türkiye bilimsel yayın göstergeleri, dünyanın göstergelerine göre ne durumdadır?

TÜBİTAK – ULAKBİM yönetimi tarafından, 1981–2007 arasında Türkiye adresli olarak üretilmiş bilimsel yayınların sayısı ve etki değeri, “Türkiye Bilimsel Yayın Göstergeleri (II)” adlı kitapta toplamış bulunuyor. Kitap, http://www.ulakbim.gov.tr/cabim/yayin/tbyg_1981_2007/index.uhtml adresinden indirilebilir.

Kitapta, bir bütün olarak Türkiye dışındaki 44 ülke, AB–27 ve OECD ülkelerinin bilimsel yayın sayısı ve etki değerleri karşılaştırmalı olarak yapılmıştır. Türkiye adına üretilen yayınlar, 8 ana konu ve kategori kapsamında yer alan 250 alt bilimsel disiplin düzeyinde incelenmiştir.

Mevcut hali ile yıllık yayın sayısı sıralamasında Türkiye 2007 yılında 19. ve 2008 yılında ise 18. sırada yer almaktadır. Ancak, 1981–2007 yılları ararsıda üretilen makale, derleme ve not türündeki yayın sayıları yönünden 45 ülke arasında kümilülâtif alarak 26. sırada bulunuyor.

Her bir bilim alanı, ayrı ayrı olarak 44 ülke ile karşılaştırılmıştır. Yetkililer tabloları nasıl okuyorlar bilmiyorum. Ancak sayısal rakamlara bakıldığında, ülkemizin bilimsel olarak ürettiği yayınların pek de başka bilim insanları tarafından kullanılmadığı görülmektedir. Türkiye adresli makalelerin etki değeri, birçok ülkeden çok çok geride bulunmaktadır.

Hatta, toplam üretilen makale sayısı yönünden bizden çok geride olan ülkelerden de çok gerideyiz. Türkiye adresli olarak üretilen makalelerin aldığı atıf sayısı ve etki değerleri yönünden ise, bilim dalları yönünden çok daha gerilerde olduğu görülüyor. Türkiye’de üretilen yayınların çoğunluğu tıp ve pediatri alanında olmasına rağmen, etki değeri yönünden en geride olduğumuz görülüyor.

Kitapta, Türkiye adresli üretilen bilimsel yayınların etki değeri düzeyi ise Dünya, OECD ülkeleri ve AB–27 ülkeleri ortalama değerlerinin yaklaşık üçte biri kadardır. 1981–2007 döneminde ülkemizde üretilen yayınalar, hem AB–27’nin ve hem de ABD’nin % 1,8’ i kadar olduğu görülüyor.

Türkiye’nin dünya çapında öncü olduğu bilim dalları var mı?

Prof. Dr. İsmail Demirel, söz konusu kitaptaki verilere dayanarak ülkemizin bilimsel olarak dünyadaki yerini sunmuştur. Sayın Demirel’in sunumunda, 2000–2007 yıllarında dünyada 8 bilimsel alanda en çok çalışılan makaleler, yıllar itibarı ile karşılaştırmalı olarak işlenmiştir.

Çoğunlukla malzeme, biyokimya, elektrik ve elektronik, bilgisayar bilimleri, moleküler biyoloji, fizik, kimya, nöroloji, cerrahi bilimler ve matematik, en çok çalışılan konular olarak öne çıkmaktadır. ABD bu 8 alanda temel kabul edilerek, diğer ülkelerin bu eksendeki etkinlikleri değerlendirilmiştir.

Karşılaştırmaya Avrupa Birliği, Japonya, Çin, Rusya, Hindistan ve Brezilya alınmıştır. Türkiye de karşılaştırmaya alınmış. Durum doğal olarak vahim. Türkiye’de öne çıkan alanlar ise çoğunlukla cerrahi bilimler, çocuk hastalıkları, kimya mühendisliği, veterinerlik ve ezacılık alanında en çok yayınların yapıldığı görülmektedir.

2007 yılında dünyada tıp, matematik, kimya, malzeme bilimi, biyokimya, çevre konuları öne çıkarken; Türkiye’de en çok yayın yine tıp, kimya, nöroloji, gıda, kalp damar cerrahisi, veterinerlik alanlarında yapılmaktadır. Ancak, yayınların etki değerinin, yayınların sayısı ile ters orantılı olduğu görülmektedir.

Sosyal Bilimler yönünden de Dünya sıralamasına göre geride…

Sosyal bilimlerde de, Türkiye’nin karnesi ne yazık ki çok da istenilen düzeyde değildir. Dünyada sosyo-ekonomik duruma bağlı olarak, 5 fen bilimleri alanında yapılan yayına karşılık bir sosyal bilimler yayını yapılmaktadır. Avrupa’da bu oran 7:1 oranındayken, Türkiye’de bu oran 27:1 düzeyindedir. 

Toplantıda haklı olarak bazı konular tartışma yarattı. Örneğin, Tıp bilimleri konusunda çok fazla yayın yapılmasına karşın, etki değeri konusunda çok geride olmamızın neden sorgulanmadığı. Türkiye olarak bunca yayının ülke ekonomisine ne kazandırdığı sorusudur. Batı’da yapılan yayınların teknolojiye dönüşmesi kadar, ilgili ülkelerin ürettiği teknolojinin satılması ile ülkelerin ekonomilerine katkı sağlandığı, ancak ülkemiz düşük kaliteli yayın yapmaktadır sorusu soruldu.

Üniversitelerin bilimsel kaliteye önem vermesi gerekiyor…

Tıp veri tabanından Prof. Dr. Tayfun Özbey, sorunun üniversitelerden kaynaklandığını belirterek, üniversitelerin akademik aşama politikasının birçok yönden niteliği düşük yayınların yapılmasına neden olmakta olduğunu belirttiler.

Sayın Özbey, kalitesi düşük yayınların ve araştırmaların en önemli nedeninin de, üniversitelerde temel bilim politikalarının ve felsefelerinin olmamasına bağlı olduğunu belirttiler. Ayrıca bu durumun bir etik sorunu da olduğunu söylediler. Özbey’in önerisi gerçekten çok önemli.

Öneri olarak, YÖK ve üniversitelerin akademik aşama ve yükseltmelerde niteliği düşük yayın anlayışından vazgeçmesi ve kalite unsuruna yer vermesi gündeme geldi. Yaşam Bilimleri Veri Tabanında Prof. Dr. Hakan Yardımcı, son yıllarda Ankara Üniversitesi senatosunun akademik yükseltmelerde ULAKBİM veri tabanında taranan dergilerde yer alan makaleleri belirli bir puan verilmesi önerisini benimsediğini söyledi. Bu girişimin akademik yayıncılığın kalitesinin artması için bir umut olarak görülmektedir. Umudumuz, diğer üniversitelerin de akademik aşama ve yükseltmelerde indekste taranan dergileri dikkate alması ve kaliteye önem vermesidir.

Tıp veri tabanı gurubundan Doç. Dr. Orhan Yılmaz, yayın kalitesi ekseninde etik kurulların önemini işleyerek, ULAKBİM bünyesinde bir Etik Kurul oluşturulmasının yayın kalitesine katkı sağlayacağını belirttiler. Sosyal bilimler veri tabanı gurubu üyeleri, haklı olarak sosyal bilimlere önem verilmesini belirtiler. Bütün katılımcıların çoğunlukla katıldığı konu, YÖK ve Üniversitelerin akademik yükseltme ve atamalarda yayın kriterlerinin netleştirmesi yönündedir.

Üniversitelerin araştırma stratejileri ile bilimsel makale kalitesi yükselebilir…

Bilimin günümüzde araştırma temelinde pahalıya yapılması, bunun sonucunda düşük kaliteli yayınların çıkması, doğal olarak artık sorgulanmayı gerektirmektedir. Her üniversitenin veya araştırma kuruluşun da araştırma ne için yapılıyor? Makale ne için yapılıyor? Üretilen makaleler ülkemizin hangi ihtiyacına cevap vermektedir? Üniversitelerin belirli bir hedefi ve stratejisi var mı? Üniversitenin temel felsefesi var mı? Üniversite yöneticilerinin bilimsel kapasitesi ve etkinliği nedir? Bilim insanlarının belirlenmiş hedeflere yönlendirilmesi, belirli bir ruh ve amacın kazandırılması sağlanmış mıdır?

Sık sık benim de sorduğum bir soru toplantıda gündeme geldi. Şöyle ki, yapılan yayınların çoğunluğu akademik aşama için yapılıyor. O zaman da yapılan yayınlar ülkemizin hangi temel sorusuna cevap vermek için yapılmaktadır? Bilimsel yayıncılık stratejimiz var mı? Ülkemizin bilimsel bir hedefi ve stratejisi var mı? Soruları üniversitelerin araştırma potansiyeli ve bilimsel yayın kalitesi açısından hayatı önem taşımaktadır.  

Bilimsel veriler, karar vericiler İçin önemli bilgi içermektedir…

Her bilim disiplininin dünyadaki ağırlığı ve etki değerlerini görmek için hazırlanan kitap, ülkemiz bilim politikasına yön veren Hükümet, YÖK, TÜBİTAK, TÜBA, Üniversiteler için önemli bir çalışma. Yöneticilerin yanında her bilim disiplinin bağlı olduğu bölüm, anabilim dalları ve bunların dernek ve vakıfları içinde kendi bilim alanlarındaki resmi görmesi bakımından önemli bir şanstır. Kendi bilim dalımla ilgili olarak, durumumuzun beklenenin gerisinde olacağını beklemiyordum. Umarım üniversiteler bu verileri kullanarak yayına dayalı akademik aşama ve yükseltme yerine, bilimsel niteliğe dayalı bir politikaya geçerler.

Sonuç olarak; ülkemiz bilimsel makale sayıları yönünden son yıllarda önemli bir gelişme gösterdi. Ancak, makalelerin atıf alması ve etki değeri yönünden dünya ortalamasının çok gerisinde yer almaktayız. Bugüne kadar niteliği düşük üretilen makalelerin bilimsel gelişmeye ve ülke ekonomisine katkıda bulunmadığı, daha çok akademik aşamaya ve yükseltmeye yönelik olduğu sıkça işlendi.

Ülkemizin artık belirli bir doygunluk düzeyine gelmiş olan bilimsel makale üretme potansiyelinin, artık nitelikli bilimsel araştırma ve yayınlara geçmesi gerekir. Bu bağlamda ULAKBİM, Türkiye’nin genel potansiyelini ve dünyadaki yerini gösteren resmini açık olarak gösterdi. Bundan sonra karar vericilerin adım atması gerekiyor. Yeniden aynı soru: Türkiye’nin bilim politikası var mı? Bu sorunun cevabını sanırım çoğumuz biliyoruz.

Prof. Dr. İbrahim OrtaşTübitakTürkiye ulusal bilim politikasıULAKBİM
kadıköy life
Paylaş FacebookTwitterPinterestLinkedinWhatsappEmail
Kadir Toprakkaya

önceki içerik
16. Yüzyıldan Günümüze İstanbul’da Opera Serüveni Sergisi…
sonraki içerik
Ataşehir’in kızları Buca’yla berabere kaldı…

İlgili Haberler

Erdem Ergin, Mövenpick Istanbul Asia’ya Genel Müdür atandı

29 Nisan 2025

İstanbul’un Deprem Gerçeği: Anadolu Yakası’nda Hangi İlçeler Risk...

24 Nisan 2025

Çocuklar ve Gençler “Mini Fest 2” ile Doyasıya...

21 Nisan 2025

Damgatepe Mesire Alanı için çalışmalar devam ediyor

14 Nisan 2025

Bağdat Caddesi, riskli bina sayısında ilk sırada!

14 Nisan 2025

Adalar’da Sözlü Tarih ve Hafıza Çalıştayı gerçekleştirildi

13 Nisan 2025
  • Facebook
  • Twitter
  • Instagram
  • Linkedin
  • Youtube
  • Email
  • Whatsapp
  • Gizlilik Politikamız
  • Künye
  • Reklam
  • İletişim

@2020 - Tüm Hakları Saklıdır. AnadoluYakasi.net Tarafından Geliştirildi ve Tasarlandı.

  • Anasayfa
  • Gündem
  • İlçelerimiz
    • Adalar
    • Ataşehir
    • Beykoz
    • Çayırova
    • Çekmeköy
    • Gebze
    • Kadıköy
    • Kartal
    • Maltepe
    • Pendik
    • Sancaktepe
    • Şile
    • Sultanbeyli
    • Tuzla
    • Ümraniye
    • Üsküdar
  • Video Haberler
        • Videolar

          30 Ağustos Zafer Bayramı Kadıköy’de coşkuyla kutlandı

  • Mekanlar
        • Mekanlar

          Boğaz’ın yeni gözdesi Beykoz Kahvecisi’ne yoğun ilgi

          Çekmeköy Park Balık’a yoğun ilgi!

          Acısıyla, tatlısıyla Park Adana!

          Kalbur müdavimleri meğer ne çok özlemiş

  • Yazarlar
        • Yazarlar

          Türklerin Hz. Ali’si Destanlar, Efsaneler, Menkıbeler

          10 adımda metabolizmanızı hızlandırın

          Mirasın üzerinde tepinmek!

          Mevsimsel Duygudurum Bozukluğu ve Kış Depresyonu nedir?