Yaklaşık 14 yıldır fazla kilolarla mücadele konularında çalışmalar yürüten Flavius Kilo Yönetim Merkezleri; hızla artan obezite problemiyle ilgili olarak, çocukların egzersize gittikçe daha az vakit ayırıp televizyon, bilgisayar ve video oyunlarının karşısında daha uzun süreler oturduğunu, modern ailelerin hızlı yaşamlarında sağlıklı-besleyici yemekleri hazırlamak için yeterli zaman bulamadıklarını belirtiyor.
Flavius Grubu, yeni milenyumun hızlı yaşam tarzının bol elektronik, az hareket ve bol abur cubur üzerine kurulmuş gibi gözüktüğünü, birçok nedenden dolayı da sonuç olarak daha sık ve daha erken yaşta görülmeye başlayan obezite problemiyle her geçen gün daha çok insanın başının belada olduğunu; obeziteyi önlemenin en önemli yolunun da ailece sağlıklı bir yaşam tarzını benimseyip, sağlıklı beslenme ve egzersize mutlaka vakit yaratmaktan geçtiğini ifade ediyor.
OBEZİTE VE BESLENME HATALARI…
Obeziteyi vücut ağırlığındaki artış ve bunun sonucunda gelişen vücut yağı fazlalığı olarak tanımlayan Flavius Grubu; obezitenin yarattığı problemleri vücut ağırlığının veya kütle artışının değil, vücuttaki yağ dokusu artışının sonucunda gerçekleştiğini, vücuttaki ana enerji deposu olan yağ dokusunun ise sadece harcanan enerjiden fazla yiyecek (enerji) alındığı durumda arttığını, yani vücudumuzda depolanan yağların bize boğazımızdan geldiğini söylüyor.
BESİN TÜKETİM MİKTARI VE SEÇİMİ ÖNEMLİ…
Besin tüketim miktarı ve seçiminin obeziteyi etkileyen önemli faktörlerden olduğunu ifade eden Flavius Grubu, kilolu kişilerin genellikle yemeği fazla kaçırdıklarını itiraf ettiklerini, ayrıca yağ içeriği yüksek besinlerin tercih edilmesinin de bu besinlerin enerji ihtiyacı için değil, depolar için öncelikli kullanılması nedeniyle obezitede etkin olduklarını, kilolu kişilerin birçoğunun sürekli çok yemek yemediklerini, genelde sağlıklı ve normal miktarda beslendiklerini, ancak düzensiz ve dengesiz beslendiklerini, zaman zaman yeme krizine girdiklerini ifade ediyor.
AKTİVİTE FAKİRİYİZ…
Çocukların ve gençlerin erişkinlerden daha aktif bir hayat sürdürdüğünü gösteren birçok çalışmanın olduğunu söyleyen Dr. Sinan İbiş, asıl önemli olanın hem o günkü, hem de gelecekteki sağlık durumlarına yararlı olacak düzeyde egzersiz yapmanın insanları formda tutacağı, modern yaşam stillerinin hem istemli hem de istemsiz yapılan aktivitelerde azalmaya yol açtığı, son yıllarda kilo alma ve obezitedeki artışın önemli nedenlerinden biri olduğunu ekledi. Dr. İbiş, televizyon izlemenin de obeziteye iki şekilde katkısı olduğunu; birincil olarak TV seyretmenin aktivitelerin yerini aldığından aktivite azalmasına neden olduğu, ikincil olarak da TV karşısında uzun süre oturmanın metabolizma hızında azalmaya yol açtığını söyledi.
OBEZİTE VE SOSYAL YAŞAM…
Obezitenin çocukluk ve gençlikte ilk olarak psiko-sosyal yaşam üzerinde olumsuz etkilerinin dikkatleri çekmeye başladığını söyleyen Dr. Sinan İbiş, genellikle üzerinde durulmayan psiko-sosyal etkilerin obeziteyle ilgili başta gelen sorunlar olduğunu; bu sorunların çocuklarda akademik başarısızlık, daha az iş imkanı ve kilo kaybetmeyi başaramamanın neden olduğu azalmış özgüven, obez çocuk ve gençlerin sosyal olarak izole bir hayat sürmeleri gibi yaşam problemlerini doğurduğunu ekledi. Dr. İbiş, obez çocuklar boy olarak da yaşıtlarından iri olduklarından genellikle daha büyük yaşta olduklarını zannettiklerini ve yaşlarına uygun olmayan sosyal becerileri yerine getirmelerinin beklendiklerini, bunun da çocukların sosyalizasyon ile ilgili becerilerini kötü yönde etkilediklerini söyledi.
ANKARA’DA OBEZİTE PROJESİ…
Dünyada yapılan araştırmalara göre, okul öncesi çocukların yüzde 10’u ve 6-19 yaş grubunun yüzde 15’i normalden fazla kilolu olduğunu ortaya koyduğunu, bu rakamların asgari iki katının ise aşırı kilolu olduğunun söylenebileceğini, bu verilerin çocukluk obezitesinin toplumsal bir salgın hastalık haline geldiğinin bir kanıtı olarak kabul edilmesi gerektiğini ifade eden Dr. Sinan İbiş, ülkemizde de fazla kilo ve obezite problemine sahip çocukların sayısının gelişmiş dünya ortalamasına paralel artış gösterdiğini söyledi.
