Abartılı etiket fiyatlarıyla dar bütçeli halkın bütçelerini sarsan yabancı market zincirleri kontrolden çıktı. Kadıköy’de Fransız merkezli bir alışveriş merkezinde taze fasulyenin kilosu 17.90 TL’den satışa çıkarıldı. Halkın temel değerleri arasında yer alan alışveriş hakkı yabancıların insafına bırakıldı, Türk halkı 9 kat arttırılan etiket fiyatlarıyla kendi yurdunda sebzesine meyvesine muhtaç hale geldi.
Selamiçeşme’de alışveriş yapan Kadıköylü bir vatandaş; “Bu adeta bir soygundur” diyerek etiket fiyatlarına sert tepki gösterdi, sosyal medya üzerinden de deşifre etti. Çiftehavuzlar’da ikamet eden vatandaşa Kadıköy genelinden yoğun destek yağarken market zincirlerinin uçuk fiyatları tekrar gündeme geldi.
HALDE 2 LİRA, MARKETTE “18” LİRA!..
Taze fasulyenin kilosu halde 2 liradan atışa çıkarılıyor. İlk olarak kabzımalların satın aldığı sebze ve meyveler, daha sonra vatandaşa ulaştırılmak üzere pazarlara ve marketlere ulaştırılmak üzere yola çıkarılıyor. Burada fiyatı 2 kat artan sebze ve meyveler, komisyonculara net gelir bırakmasının ardından tezgahda satışa sunuluyor. Bu kez de esnaf ya da market zincirleri, bulundukları bölgeye göre değer biçip etiketlere istedikleri fiyatı yerleştirebiliyor. Serbest ekonominin açık noktalarını ajite eden mal sahipleri halden aldıkları ürünün fiyatını 9 kat kadar artırmaktan da çekinmiyor. Vatandaşın cebine göz diken “vicdansızlar” halkın değerlerini her geçen gün daha fazla sömürüyor.
ÇÖZÜM FORMÜLÜ ORTADA AMA UYGULANMIYOR…
Komisyoncular ve market zincirleri yönetimlerinin keyfi etiket uygulamaları en çok dar ve orta gelirli vatandaşları vuruyor. Ekonomik geliri yüksek kesim her ne kadar etiket rakamlarını çok da fazla dikkate almasa da, “bu kadarı da fazla” diyerek yer yer tepkilerini ortaya koymaya başladı.
Ürünlerin çiftçiden alındığı değeri, hal fiyatlarının yarısı olarak biliniyor. Mağdur edilen çiftçinin elinden 1 liraya alınan fasulye halde 2 liradan satışa çıkıyor. Komisyoncuların devreye girerek toplu halde aldıkları ürünler bu kez satış noktalarında 9 kat pahalanıyor. Çiftçi tarlada kaybediyor, komisyoncular ve market zincirleri keselerini dolduruyor. Çözüm yolu ise, devlet kontrolünde tarımsal ürünlerin etiket değerleri katlanmadan vatandaşa ulaştırılması olarak biliniyor. Ancak böyle bir uygulama, tarım ülkesi olmamıza rağmen hayata geçmiş değil.
TÜRKİYE KENDİ VATANDAŞINA KENDİ GIDASINI SATSIN!..
Tüketim sektörünün önemli ölçüde yabancı firmaların elinde olduğu Türkiye’de sıkıntı her geçen gün artıyor. Vatandaşların bütçesini direkt etkileyen ve birinci derecede önem taşıyan gıda sektöründe söz sahibi haline gelen yabancılar, yüksek etiket fiyatı uygulaması ile can yakmaya devam ediyor. Özellikle bazı ürünlerde semte göre değer biçilmesi, eşitlik ilkelerine de aykırı bir tablo oluşturuyor.