Son Haberler
Şile’de 23 Nisan coşkusu
Fatma Oktay son dönem çalışmalarını...
Tuzla’da 23 Nisan’a özel çifte...
Erdem Ergin, Mövenpick Istanbul Asia’ya...
Kartal arama kurtarma ekibi ağır...
Sporun şehri Pendik’te “Spor Şenlikleri”...
Ataşehir’in ilk sosyal tesis restoranı...
İstanbul Valiliği fırtına uyarısı yaptı
Sancaktepe’de 1 Yılda 23 Proje...
AYEDAŞ, İstanbul Anadolu Yakası’nda enerji...
Anadolu Yakası
Banner
Anadolu Yakası
  • Anasayfa
  • Gündem
  • İlçelerimiz
    • Adalar
    • Ataşehir
    • Beykoz
    • Çayırova
    • Çekmeköy
    • Gebze
    • Kadıköy
    • Kartal
    • Maltepe
    • Pendik
    • Sancaktepe
    • Şile
    • Sultanbeyli
    • Tuzla
    • Ümraniye
    • Üsküdar
  • Video Haberler
        • Videolar

          30 Ağustos Zafer Bayramı Kadıköy’de coşkuyla kutlandı

  • Mekanlar
        • Mekanlar

          Boğaz’ın yeni gözdesi Beykoz Kahvecisi’ne yoğun ilgi

          Çekmeköy Park Balık’a yoğun ilgi!

          Acısıyla, tatlısıyla Park Adana!

          Kalbur müdavimleri meğer ne çok özlemiş

  • Yazarlar
        • Yazarlar

          Türklerin Hz. Ali’si Destanlar, Efsaneler, Menkıbeler

          10 adımda metabolizmanızı hızlandırın

          Mirasın üzerinde tepinmek!

          Mevsimsel Duygudurum Bozukluğu ve Kış Depresyonu nedir?

Kadıköylü Arif Damar’ı kaybettik…

Yazar: Kadir Toprakkaya 21 Ekim 2010
Yazar: Kadir Toprakkaya 21 Ekim 2010
234

kk

Kadıköylü Arif Damar’ı kaybettik…

Kadıköylü ünlü şair Arif Damar dün saat 03.00’te kaldırıldığı Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesinde kalp yetmezliği nedeniyle vefat etti.

Arif Damar’ın cenazesi, 22 Ekim Cuma günü (Bugün) Moda Camisi’nde kılınacak cenaze namazının ardından İstanbul’da toprağa verilecek.

1925 yılında Gelibolu’da doğan Arif Damar, ilkokulu Çanakkale’de, ortaokulu İstanbul’daki Yenikapı Ortaokulu’nda bitirdi. İstanbul Erkek Lisesi’ndeki öğrenimini ise iki yıl sonra bırakmış ve  ortaokul sıralarında başladığı şiir’e ağırlık vermişti. Son röportajo Kadıköy Life dergisi’nde yayınlanan Arif Damar kuşağının son temsilcilerinden biri olarak anılıyordu…

Arif Damar’ın Kadıköy Life Dergisi Temmuz & Ağustos 2010 sayısında Utku Olgun tarafından yapılan ve yayınlanan röportajını yayınlıyoruz.

Arif Damar (2)

40 yıllık Kadıköylü Şair Arif Damar:

Şiirlerim Sırpçaya bile çevrildi ama bir önemi yok…

UTKU OLGUN

Türk şiirinin en önemli isimlerinden Arif Damar ile Moda Burnu’ndaki evinde buluştuk. Marmara Denizi’nin muhteşem manzarasına sahip balkonunda sohbet ettiğimiz Damar, 85 yaşına rağmen enerjisiyle bizi büyüledi. Zaten kendi deyişiyle Damar yaşlı ama ihtiyar değil…

Sohbetimize şiirle başlayalım. Ne zaman başladınız şiir yazmaya?

İlk şiirim yayınlandığında 15 yaşındaydım. Yeni İnsanlık Dergisi’nde… “Edirne’de Akşam” isimli bir şiirdi. O zamanlar Edirne’deydim. Ortaokula orada başladım. Sonra İstanbul’da devam ettim. O dergiyi çıkartan da ortaokulda hocamdı. Yetmiş senedir de devam ediyorum. 1940 -2010…

İlk şiiriniz…

İlk şiirim bir aşk şiiridir. Onu yayınlamadım. Ben Gelibolu’da küçük yaşta okuma alışkanlığı edindim. O zaman da çocuk dergileri çıkıyordu. Onları okuyordum. Sonra kitap okumaya başladım. Çok kolay ezberlerdim. 18 yaşımda Nazım Hikmet’in “Şeyh Bedrettin Destanı”nı, “Taranta Babu’ya Mektuplar”ını, “Kuvayi Milliye Destanı”nı ezbere bilirdim. Diyeceksiniz ki, “Kuvayi Milliye Destanı çok sonra yayınlandı.” Bana illegal yollarla gelmişti. Hatta Nazım Hikmet değişiklik de yapmış onda…

Nazım Hikmet ile tanışma şansınız oldu mu?

Nazım Hikmet hapishaneden çıkınca Türkiye’de kısa bir süre kaldı. Piraye Hanım onu 12-13 sene bekledi. Hapishaneden çıkmasına çok az kala Münevver Hanım ile birlikte oldu. Nazım Hikmet’in üvey oğlu Mehmet Fuat ile ben çok yakın arkadaştım. Çok da iyi bir insandı. Hayatımda ondan daha iyi bir insan görmedim. Bana Mehmet Fuat anlattı bütün bunları..  İşte o sıralar Piraye Hanım’ı bıraktığı için Nazım Hikmet’e dargındım. O yüzden gidip onu görmedim. Oysa o benim dergilerde çıkan şiirlerimi okumuş ve Kemal Tahir’e yazdığı mektuplarında sözetmiş.

Siz o dönemde ne yapıyordunuz?

1944’ten 1947’ye kadar Ankara’daydım. ‘Ant’ ismiyle bir edebiyat dergisi çıkartıyorduk. Birçok edebiyatçı ile birlikte benim de bu dergide şiirlerim yayınlanıyordu. O zaman için güzel bir dergiydi. Hatta Sabahattin Ali ile röportaj vardı. İşte Nazım Hikmet de şiirlerimi orada görüyor.

Şiirin hayatınızdaki önemi nedir?

Şiir benim hayatımın anlamı. Ben topluma şair olarak bakıyorum. Doğaya şair olarak bakıyorum. Sürekli şiir yazdım. Yalnız kitapevi açınca altı- yedi sene şiir yazamadım. (1969’da Suadiye’de Yeryüzü Kitapevi’ni açmıştı.) Çok meşgul ediyordu kitapevi. Ama onun dışında benim için en kutsal iş şiir yazmaktı. 1984’te kitapevini kapattım. Ondan sonra daha verimli oldum, kitaplar çıkardım.

Şiir yazmaya devam ediyor musunuz?

Ben yaşlıyım ama ihtiyar değilim. Hala şiir yazmaya devam ediyorum. Gösteri Dergisi’nin son sayısında bir şiirim yayınlandı. Hatta Doğan Hızlan bana 150 TL veriyordu, bu son şiiri çok beğenip 200 TL verdi. Buradan bir kız geçiyordu. Durdu, döndü ve sonra yürümeye devam etti. O bana ilham verdi. Ben şiirlerin üzerinde çok çalışıyorum. En popüler şiirim “Gitme Kal”dır. Altı ay çalıştım bu şiirin üstünde. Şimdi ben genç şairlere de bunu öneriyorum. Çok şiir yazmayın. Şiirleriniz üzerinde çok çalışın. Ne bir kelime eksik olsun ne de fazla. Bir kelimenin bile yeri değiştirilemesin. Biçim çok önemli… Ne kadar kutsal laflarla söylerseniz söyleyin, şayet biçimini bulmazsa şiir olmaz. Onun için son zamanlarda daha fazla çalışıyorum. Çünkü kötü şiir yazarsam eski sevilen şiirlerime de gölge düşürürüm.

Bir sorumluluk hissediyorsunuz…

Gayet tabii. Benim şiir beğenim yazdığım şiirin üstündedir. Yalnızca Türk şairleri değil, yabancı şairlerin çevirilerini de okuyorum. Şiir, şiirden yazılır. Özellikle Yunan şiirini takip ediyorum. Mesela Homeros’u bir- iki defa okudum. Yeniden okuyacağım. Bizim babamızdır Homeros.

Şairler çapkın olur diye bilinir. Siz de çapkın mıydınız?

Hala öyleyim… Şairden iyi koca olmaz, iyi sevgili olur. Bu sadece şair için geçerli değil. Ressam da öyledir. Sanatçı genellikle öyledir; iyi koca olamazlar… Maalesef ben de iyi koca olamadım. Beğenilmek bana güven veriyor. Aslında karımı seviyorum. 47 senedir evliyiz. Diğerleri gelip geçti…

Pişman olduğunuz şeyler var mı?

Şimdi bana bu bir hikayeyi hatırlattı. Önceden telefon ettiler benimle röportaj yapmak için. O sırada hafif bir depresyon geçiriyordum. Çok istemedim. “Fazla vaktinizi almayız” dediler. Ben de kabul ettim. Röportaj boyunca arada bir “Pişman olduğunuz bir şey var mı?” diye sordu röportajı yapan. Ben “yok” diyordum. Yine aynı soruyu sordu. Onun niyetini anladım. Ben devrimci oldum, Marksist oldum, hapishaneye girdim, kitaplarım toplatıldı, şiirlerim yüzünden yargılandım. Benden onu istiyordu. İçimden “Seni buraya çağırmaktan çok pişman oldum” demek geçti ama nezaket bırakmıyor… Zaten o röportaj da ben öldükten sonra yayınlanacakmış. On senenin üstünde zaman oldu.

Size nelerden dava açıldı?

Bana Türkiye Komünist Partisi’ne girmekten dava açıldı. Ama delil yetersizliğinden beraat ettim. İki sene yattım. Sonra hapishaneden çıkmak istemedim çünkü bütün arkadaşlarım içerideydi. Dışarıya çıkınca aç kalacaktım. Hakim soruyor, “İstediğiniz bir şey yok mu?” diye, “İstemiyorum” diyorum. Ama hakim attı beni dışarıya. Nitekim aç kaldım. O zaman dört kişiydik, çay bile yoktu. O kadar zor durumda kaldım. Bir yandan da duruşmaya gidiyordum.

 ***

Şair olmak nasıl bir his?

Ben şair olayım diye şiir yazmadım. Ben yoksulluktan geldim, açlıktan geldim. Annem öldü evde hiçbir kıymetli şey yoktu. Bir makas bir de cacala. (İnce dokunmuş kilim) Şiirini de yazdım cacalanın.

En iyi çalışmanız hangisi?

En iyi çalışmam “Kırık Makara”dır. Ama benim en popüler şiirim “Gitme Kal”dır. İlk olarak 1961’de yayınlandı. Antolojilere de girdi. Amerikalılar yaptıkları antolojiye almışlar mesela. Benim şiirim Dublin’de bir kolejde ders olarak okutuluyor. Türkiye’de biri beni görüp bunu söyledi. Bir grup İrlandalı gelmişler Türkiye’ye. Bulunduğumuz bardaki çocuklar İngilizce biliyordu. Onlar tercüme etti. Sovyetler Birliği’nde bir kitabım yayınlanmış ama o kitabı görmedim. Şiirin yurt dışında yayınlanması çok önemsenmemeli. Biz nasıl yabancı yazarları okuyoruz, bir Türk şairi de yurt dışında okunmalı. Nazım Hikmet’ten başka var mı bilmiyorum. Benim şiirlerim Sırpçaya bile çevrildi ama bir önemi yok.

Sizin okumaktan zevk aldığınız şairler kimler?

En başta Homeros’u çok seviyorum. Yeniden İlyada ile okumaya başlayacağım. Sonra Pablo Neruda var. Yunan şairleri var. Yahya Kemal, Orhan Veli, Nazım Hikmet… Şu anda bir sürü şiir yazan insan var. Bunların yüzde doksanı yazmasa, Türk şiiri ne kaybeder. Hiçbir şey kaybetmez. Ama Nazım Hikmet veya Orhan Veli olmasa… Kendim için bir şey söyleyemiyorum. Artık onu zaman gösterir.

1969 yılında yerleştiğiniz Kadıköy’ün şiirlerinizde etkisi var mı?

Olmaz olur mu? Bu ev, martılar, kargalar… Şimdi kargalar bana düşman. “Aptalın teki bu karga” diye bir şiir yazmıştım. Okumuşlar. Bir gün merdivenden aşağıya iniyordum, yukarıdan bir tuğla attılar bana…

Hiç Kadıköy’e şiir yazdınız mı?

Doğrudan Kadıköy’e şiir yazmadım ama Kadıköy şiirlerimde hep yer aldı.

 GİTME KAL

Nice nice acıları aklına getir/ Bunca yoksulluğu aklına getir/ Gözyaşlarını aklına getir/ “Gitme kal” var yok dinlemez bir çocuk isteğidir/ Gitme aklına getir

Kıraç mı kıraç toprakların üstüne/ Güneşler açar yağmurlar kesilince/ Çırılçıplak kayada yeşerir incir ağacı/ Dağların kuytusunda bir uslu çiçek/ Dağıtır mavisini kendi kendine/  Gitme beraberlik içinde/ Nasıl sevinirdik aklına getir

Her şeyi her şeyi aklına getir/ Gece yarılarını aklına getir/ Söylediklerimi aklına getir/ Sinsi yağmurlar yağıyordu/ Soğuktu/ Yaktığımız ateşi aklına getir

Nerelerden geçiyorsun aklına getir/ Gitme dünyamızın her yerinde/ Yorgun eller gülleri derleyince/ Ellerin sevincini aklına getir/ Güllerin sevincini aklına getir. Ne çok severdik seni aklına getir…

 Arif Damar

kadıköy life
Paylaş FacebookTwitterPinterestLinkedinWhatsappEmail
Kadir Toprakkaya

önceki içerik
Kadıköy’ün Fikirtepe Bölgesi’nde Çözüm’e Doğru…
sonraki içerik
Pendik’de Öğretmen Adaylarına Eğitim…

İlgili Haberler

Erdem Ergin, Mövenpick Istanbul Asia’ya Genel Müdür atandı

29 Nisan 2025

AYEDAŞ, İstanbul Anadolu Yakası’nda enerji altyapısını güçlendirmeye devam...

26 Nisan 2025

İstanbul’un Deprem Gerçeği: Anadolu Yakası’nda Hangi İlçeler Risk...

24 Nisan 2025

Çocuklar ve Gençler “Mini Fest 2” ile Doyasıya...

21 Nisan 2025

Kadıköy’de yaş almak birlikte güzel

21 Nisan 2025

Damgatepe Mesire Alanı için çalışmalar devam ediyor

14 Nisan 2025
  • Facebook
  • Twitter
  • Instagram
  • Linkedin
  • Youtube
  • Email
  • Whatsapp
  • Gizlilik Politikamız
  • Künye
  • Reklam
  • İletişim

@2020 - Tüm Hakları Saklıdır. AnadoluYakasi.net Tarafından Geliştirildi ve Tasarlandı.

  • Anasayfa
  • Gündem
  • İlçelerimiz
    • Adalar
    • Ataşehir
    • Beykoz
    • Çayırova
    • Çekmeköy
    • Gebze
    • Kadıköy
    • Kartal
    • Maltepe
    • Pendik
    • Sancaktepe
    • Şile
    • Sultanbeyli
    • Tuzla
    • Ümraniye
    • Üsküdar
  • Video Haberler
        • Videolar

          30 Ağustos Zafer Bayramı Kadıköy’de coşkuyla kutlandı

  • Mekanlar
        • Mekanlar

          Boğaz’ın yeni gözdesi Beykoz Kahvecisi’ne yoğun ilgi

          Çekmeköy Park Balık’a yoğun ilgi!

          Acısıyla, tatlısıyla Park Adana!

          Kalbur müdavimleri meğer ne çok özlemiş

  • Yazarlar
        • Yazarlar

          Türklerin Hz. Ali’si Destanlar, Efsaneler, Menkıbeler

          10 adımda metabolizmanızı hızlandırın

          Mirasın üzerinde tepinmek!

          Mevsimsel Duygudurum Bozukluğu ve Kış Depresyonu nedir?