Daha önceki yazılarımda belirttim sanıyorum. Aynı sözleri sıkça tekrar etmek ne kadar ilgi çekmezse de, bazı sözler yeri geldiğinde özellikle vurgulanmalı diye düşünüyorum. Howels, “Dünyayı yönetenler kağıt, kalem ve mürekkep” diyerek ne güzel anlatmış yazının, yazarın, kitabın ve okuyucunun önemini…
Ellerinde cep telefonları ile dünyayı avuçlarının içine aldıklarını sananlara Eric Fromm’un bir sözünü anımsatmakta yarar var: “Geçmişin tehlikesi esaretti, geleceğinki robot olmak…”
Her kitap ayrı bir dünya, ayrı bir beslenme, donanma… Yazarlarımızı okullarda öğrencilerle buluşturmak, onlara kitap okuma sevgisini aşılamak, sanatçıların gençlerimizle söyleşmesini sağlamak ne güzel… Sanatın, sanatçının öğrencilerle kucaklaşmasını sağlayan eğitimciler ve yöneticiler bir kurumu besleyen, taçlandıran damarlar aslında… Disiplini sağlamanın, sorunları ortadan kaldırmanın tek yolu gençlerimizle iletişim kurmak ve onları anlamak, dinlemek, içlerindeki yetenekleri ortaya çıkarmaya çalışmak. Bunları da en iyi eğitimcilerimiz ve sanatçılarımız gerçekleştirebilir.
Kadıköy’de bu etkinlikleri gerçekleştiren kurumlardan biri de Moda’daki İstanbul Kadıköy Lisesi… Okul duvarları fotoğraflar, şiirler, tablolar, karikatürler ve birçok anı ile dolu… İstanbul Kadıköy Lisesi’nin emekli eski Müdürü Ahmet Figankaplan’ın dediği gibi “Yaşayan, soluk alan duvarlar”…
Aşağıdaki fotoğraflar okul kütüphanesindeki yazarlar buluşmasından… Yıllardır yapılan bu etkinlik, son iki yıldır İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü’nün ek girişimleri ile daha da gelişti ve “Yazarlar Okulda” projesine dönüştü. İl Milli Eğitim Müdürü Muammer Yıldız’ın ve Kadıköy İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün katkısıyla bu buluşmalar sürüyor.
Çocuklarımız, gençlerimiz böyle beslenerek büyüyecek ve her türlü kötü alışkanlıklardan uzak kalacak, korunacak. Sanat, spor ve eğitimle… Güzel, idealist eğitimcilerle, böyle anlamlı projelerle…