Almanya’da düzenlenen The Make Up Yarışması’nda “Dünya Profesyonel Makyaj Birinciliği” ödülünü alan Kadıköylü ünlü makyöz Hacer Göktaş, sektörünün aranan ismi haline geldi. Yılların tecrübesi ve özgüveni ile o artık Türkiye’nin özel günlerde tercih edilen ender makyözlerinden biri…
Çocukluk döneminde güzellik sektörüne olan ilgisi, adı “Makyözlerin Kraliçesi” olarak anılmaya başlanan Hacer Göktaş’ın mesleki başarısında ilerlemesini önemli ölçüde etkilemiş. “Belki klasik olacak ama, bütün kadınlar gerçekten güzeldir. Sadece ince ayrıntılar var. Bazen ufak dokunuşlar, büyük farkındalıkları da beraberinde getirir” diyen Göktaş, Adile Sultan Sarayı’ndaki özel makyaj çalışmalarında kapılarını Kadıköy Life’a araladı.
ÜÇ BOYUTLU RESSAMLIK…
Makyajın bir hayli zor zanaat olduğunu anlamak için, makyöz ile birkaç dakika geçirmek yeterli… Yüzlerce aparat ve malzemeyi uygun olduğu bölgede ışık, cilt rengi, türü ve yaş gibi kriterlere uyarlamak, ciddi bir bilgi birikimini gerektiriyor. Günümüzde birkaç günlük kurslar ile “Ben makyözüm” denebildiğini görmek mümkün. Aslında makyajın ciddi bir bilgi birikimi ve tecrübe gerektirdiği de bilinen bir gerçek… Bir anlamda da üç boyutlu resim sanatı makyaj; canlı bir tuval üzerinde sanatını icra etmek…
MAKYÖZ MÜ, PROFESYONEL MAKYÖZ MÜ?
Genç yaşına rağmen 10 yılı aşkın süredir güzellik sektöründe profesyonel olarak çalışmalarını, işletme sahibi olduğu Koşuyolu Güzellik Merkezi’nde ablası Estetisyen Sevilay Baydar ile birlikte Kadıköy merkezli yürüten dünya makyaj birincisi Hacer Göktaş’a, bir tam günümüzü ayırdık. Makyaj uygulamasının dışarıdan göründüğü kadar kolay olmadığını ilk dakikalarda anlıyorsunuz. Onlarca çocuğun beslenme çantasının sığacağı büyüklükteki makyaj takımının kapakları aralandığında, ilk iş uygulama yapılacak kişinin yüzünü analiz etmek. Analiz kriterleri arasında cinsiyet, yaş, ten rengi, tenin biçimi, saç rengi gibi birçok ayrıntı var. Dolayısıyla makyözün seçeceği renkler, kullanacağı aparatlar ve makyajda bölge sıralaması, kişiden kişiye değişiyor. Profesyonel makyözler, birkaç saniyede saptamalarını gerçekleştirip uygulamaya başlayabiliyorlar. Makyajda iki ayrı deneyim ile karşılaşmanız mümkün: “Yüzünüzü deneme yanılma yöntemiyle denek tahtasına çeviren makyözler; anlık saptamaları ile sıkılmadan istediğinizi elde ettiğiniz makyözler…”
“MAKYAJ SEVGİ, EMEK İSTER…”
İstanbul’un tanınan ve önde gelen ailelerinin mutlu gününe vesile olan Dilek Ördekcioğlu & Can Gezgör çiftinin düğünü öncesinde Adile Sultan Sarayı’nın kulisine girdik. “Makyözlerin Kraliçesi”, hummalı çalışmalarına düğünden birkaç saat önce başlıyor. Gelin ve damadın yakın akrabaları sırada… Makyaj demek, saatlerce ayakta durmak da demek aslında… İçtenlikle yanıtlıyor sorularımızı Hacer Göktaş:
“Makyözün içinden gelmeli makyaj. Hissetmeli, kendi tenine uygular gibi… Makyaj sevgi, emek ister. Elbet kesin sınırları vardır, ancak uygulama yaptığınız kişinin de isteklerini kurallarınızla harmanlayabilmektir sanat. Hani derler ya, ‘O güzelliğin bir sivilceyle gider’ diye… Gitmese de güzellik, sivilce bir hayli morali bozabilir, görüntüyü de. Özel günlerin heyecanı ve stresiyle de uçuk ve sivilce gibi istenmeyen gelişmelere anlık müdahaleler ile günü kurtarmak mümkün. Sadece özel günler de değil, makyaj hayatın her anında kadınlar için vazgeçilmez bir ayrıntı…
DOĞRU MAKYAJ HERKESİN HAKKI…
Bugün, birçok çeşit malzemeyi yine birçok çeşit aparat ile kullanarak ‘Makyaj yaptım’ demek mümkün. Ancak makyaj, ince ayrıntıları ile doğru yerde, doğru zamanda ve doğru adımlarla uygulanmalı. Herkes güzel görünmeyi ister. Bugün erkekler de makyaja oldukça önem veriyor. Bu, benliğinin farkına varmak ve bakımlı görünme gereksiniminin bir sonucu… Her kadın nasıl güzel görünmek istiyorsa, erkeğin de bakımlı gözükmek istemesi olağan değil mi? Kıyaslama yaparsak, elbette günümüzde makyaj yaptıranlar çok büyük bir kesimi kadınlar. Dolayısıyla en doğru makyaj kadının, her kesimin hakkı…”