2002’den bu yana her Kasım ayının üçüncü Perşembesi “Dünya Felsefe Günü” olarak kutlanıyor. Kutlanıyor kutlanmasına ama acaba gerçekten felsefenin önemini bizler anlayabiliyor muyuz?
İngilizce karşılığı “Philosophia”… Philia ve Sofia olarak kelimeyi ayırdığımız zaman “bilginin aşkı” anlamı çıkıveriyor karşımıza. Ancak Türkçe’ye “felsefe” olarak çevirdiğimiz bu kelimeyi bırakın anlamayı belki ayrıştıramıyoruz bile. Yaşamın her alanında karşımıza temel taş olarak çıkan felsefenin Batı’daki ve Doğu’daki tarihi binlerce yıl öncesine dayanıyor. İnsanlık tarihinin başladığı topraklar olan bu bölgedeki bizler içinse felsefenin “boş, uzun ve anlaşılması zor” anlatımların ötesine geçmesi oldukça uzun bir zaman almış. Hala da Türk insanı için felsefe evrimini tamamlamış ve sadece bize özel yaklaşımlar içeren meyvelerini verebilmiş görünmüyor. Politikacıların söyledikleri filozofların söylediklerin çok daha fazla ilgimizi çekiyor anlaşılan. Ancak Dünya Felsefe Günü’nü geride bıraktığımız şu günlerde felsefenin; Ben’i, çevreyi ve içinde yaşadığımız ama içinden bir türlü çıkamadığımız hayatı anlamlandırmanın ilk basamağı olduğunu da hatırlatmadan geçmek, yüzyıllardır kendini tanımaya çalışan insanoğlu için bir eksiklik olacağına inanmanın da bu alana yapabileceğim yegâne katkılardan biri olsa gerek diye düşünüyorum.
Felsefeyi insanlara yaklaştırmayı görev edinmiş görünen “Aktiffelsefe Yeni Yüksektepe Kültür Derneği” de Dünya Felsefe Günü etkinlikleri düzenlemekte.
Istanbul Kadıkoy Şubesi; “Felsefe Nedir? Ne işe yarar? Neden daha çok felsefeye ihtiyaç var?” Mimar Başak Arpacıoğlu, 23 Kasım Salı saat 20:00
Istanbul Uskudar Şubesi; “Platon ve Bilgelik Üzerine”, Sosyolog Umut Dinçşahin, 25 Kasım Perşembe Saat: 20.00; Dernek Merkezi