Maltepe Ekspres Gazetesi sahibi ve Anadolu Yakası Gazeteciler Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Cengiz Doğan bir anlamda derneğin kurulmasının neden çok gerekli olduğuna da cevap veren bir yazı kaleme aldı.
Seviye sorununun sık yaşandığı bugünlerde
Cengiz Doğan’ın SEVİYESİZLİK başlığı taşıyan yazısını aynen yayınlıyoruz…
Maltepe Kaymakamı Ahmet Okur, ilçede yeni bir uygulama başlattı. “Halk Buluşmaları” adı verilen bu toplantılarda Okur, bir mahalleye gidiyor ve gün boyu orada incelemelerde bulunduktan sonrada mahalle sakinleri ile bir araya geliyor ve onların sorunlarını dinliyor. Çözüm yollarını birlikte bulma amacı taşıyan bu toplantılar devlet vatandaş bütünleşmesi için bence çok önemli.
Kaymakam Okur, sahada edindiği izlenimler ve Maltepe için Kaymakamlık olarak yaptığı çalışmaları basın mensupları ile paylaştı. Daha doğrusu o toplantıya gelenlerin basın mensubu olduğunu düşünüyordu. Kaymakamlıkta verilen bu kahvaltılı bilgilendirme toplantısı oldukça iyi başladı. Sözüm ona basın ordusu, toplantının kahvaltı kısmında tam kadro oradaydı.
Kahvaltı sırasında Okur, bir yandan da çalışmalar hakkında bilgi veriyordu. Kaymakamın amacı yapılan hizmetlerin, yada yapılması düşünülenlerin basın yoluyla Maltepe halkına aktarılmasıydı elbet.
Kaymakam bir ilçenin en büyük mülki idare amiridir. Bir başka deyişle İlçenin en yetkili kimsesidir. Devleti temsil eder. Ona gösterilecek saygı yada saygısızlık
aslında devlete gösteriliyor demektir. Buraya kadar zannediyorum herkes hem fikir
Ancak toplantı sırasında bazı gazeteci arkadaşlarımız(!) sigara içmek istediklerini söylediler ve toplantıyı bırakarak dışarıya çıktılar. Bunlardan bazıları kısa bir süre sonra geri döndü, bazıları ise bu süreyi uzatabildikleri kadar uzattılar…
Şimdi bir düşünün, Başbakan Gazetelerin Genel Yayın Yönetmenleri ile yaptığı toplantıda hiçbir gazetenin Genel Yayın Yönetmeni, “Sayın Başbakanım sigara içmem gerek, yoksa söylediğinizi anlayamıyorum” diyerek masayı terk ettiğini gördünüz mü? Görmediniz…
Göremezsiniz. Çünkü Başbakan ülkeyi temsil ediyordur ve yürütmenin başıdır. Dolayısıyla kim olursanız olun böyle bir saygısızlık içinde bulunamazsınız.
Ama ne yazık ki bizim arkadaşlarımız(!) bunu söyleyebilecek cesareti gösterebiliyorlar. Neymiş. Sigara içmesi lazımmış. Krize mi girdin?
Gece yarım saatte bir kalkıp sigara mı içiyorsun? İçme bir saat sigara.
Yada içmeden duramıyorsan gelme o toplantıya. Gazeteci olmak böylesine bir hak vermiyor ki kimseye.
O toplantı basına özel verilmez, siz konuyu takip için gidersiniz sigara mı içersiniz, dışarıda oynar mısınız sizin bileceğiniz iş. Kimse de yadırgamaz. Ancak size özel verilen bir toplantıda böyle bir hareket kim olursa olsun onun seviyesizliğini ortaya çıkarır. Kendini Gazeteci(!) diye sınıflandıran ve mesleğin kalitesini her geçen gün aşağı düşüren bu insanları kınıyorum.
Anadolu Yakası Gazeteciler Derneği’nin kurulmasının nasıl bir elzem olduğu bir kez daha ortaya çıktı. Zira gazeteciler ile gazeteci geçinenlerin kesinlikle aynı potada olmaması gerekiyordu. Gazetecilik etiketini taşımaktan aciz, ancak her gittiği yerde buna vurgu yapan ve bu etiketle her türlü saygısızlığı yapabileceğini zanneden çakma gazeteciler bir alt lige kesinlikle düşmeli. Onlar halkın gözünde gazeteci kavramını da küçültüyorlar zira.
Her insan bu tür davranışlarla kendi kalitesini belli ediyor. Kendisi için düzenlenmiş bir toplantıyı sigaraya tercih edenlerden ne beklenebilir ki…
Mevlana asırlar önce ne güzel söylemiş oysa: “Ben ne insanlar gördüm üzerinde elbise yok. Ben ne elbiseler gördüm içinde insan yok”
Saygılarımla…