Hani hep duyarız ya; “Kadıköy’de yaşamak ayrıcalıktır” diye… Yer yer çıkar birileri; “Kadıköy, İstanbul’da yaşam kalitesi derecesinde ilk sırada, ikinci sırada” tespitinde bulunur, ilçelerin başına Kadıköy’ü yerleştirir, bilboardlar donatılır, haberler yapılır. Peki nasıl bir kalitedir bu?
İstanbul Üniversitesi’nde görevli bir eğitimcinin geçtiğimiz ayları ve yılları içeren, 36 ilçeyi kapsayan araştırmasında Kadıköy’ün yaşam kalitesinde birinci olarak yer aldığı sonuçlar, “kalitenin sorgulanması ve gereğince tanımlanması” gerçeğini gözler önüne seriyor. Yaşanan sıkıntılara rağmen Kadıköy’ün Beşiktaş ile birlikte kalitede ilk 2 ilçe olması; enflasyon paketine sim kartının konulması ile birlikte çıkan sonuçlardan farksız olarak görülüyor.
NEDİR KALİTE?
Kurbağalıdere’nin taşkın sularıyla kanalizasyon atıkları ev ve işyerlerinin ortasına kadar giren Kadıköylülerin Mozart eşliğinde şarkılar söylemesi midir? Yeterli denetimin olmadığı Bağdat Caddesi’nde kaza ve ölüm haberlerinin ardından zenginin yüceldiği, fakirin ezildiği bir düzene saygı duymak mıdır? “Şöyle bir ailece yürüyelim” dediğinde bir tarafından dilenciliğinden emin olunamayan kişilerin çekiştirmesiyle zor durumda kalırken zorunlu tebessüm verme gerekliliği midir? Milenyum çağında dört teker minibüs ve dolmuşların “cinayet” işlediği cadde ve sokaklarda katliam gibi kazaları olağan görmek, elleri kornadan kalkmayan, argo tutumları alışkanlık edinen birçok minibüs şoförlerine itaat etmek midir? Terör propagandası nedeniyle sinek avlayan esnafın anlayış göstermesi, vatandaşın milli değerleri ayaklar altına alınırken sokakta terör propagandasını olağan görmesi midir? Yolda yürüyen yayaların üzerine terör sempatizanları tarafından sağanaklar halinde atılan havaifişekleri eğlenceden saymak mıdır? Denizlerinde kirlilik sürekli tavan yaptığı ve bir yüzme havuzu bile bulunmayan 550 Bin nüfuslu ilçe sakinlerinin suyla buluşması için komşu ilçelerin kapısını aşındırması mıdır? Spor ve futbol sahası eksiliği nedeniyle oyuncuların komşu ilçelerde antrenman yapmak zorunda kalması mıdır?..
DAHA SANCILI BİR KADIKÖY’ÜN TEMELİNİ ATMAYIN!..
Kurum ve kuruluşlar arasındaki irtibat eksikliği, siyasi arenanın belirsizliği ve yöneticilerin yetersizliği; sağlıksız bir Kadıköy’ün zeminini hazırlıyor. Günümüzde Kadıköy’ün cadde ve sokaklarının bir hayli dar olması ve otopark açığı, yoğun trafiğin ana nedenlerinden biri… Fikirtepe’de kentsel dönüşümün, ilçe genelinde de kentsel yenilemenin hakim olduğu son yıllarda çok önemli bir ayrıntının üzerinde durulmayarak Kadıköy’ün geleceği karartılıyor. Binaların bir araya toplanarak yeşil alanların açılması, cadde ve sokakların genişleterek trafik kaosunun sona erdirilmesi gerekirken kentsel dönüşümün mantığına aykırı bir şekilde sadece binalar yıkılıyor, yerine metrekareleri düşürülmüş ve daire sayıları arttırılmış yeni apartmanlar dikiliyor. Hal böyle olunca Kadıköy’ü önümüzdeki en az 80 – 100 yıl boyunca daha trafik kaosu, yeşil alan eksikliği ve düzensizlik bekliyor. Yerelinden geneline yöneticilerin bu konuda yetersiz kaldığı süreç içerisinde Bostancı’dan Erenköy’e, Göztepe’den Fikirtepe’ye Kadıköy’ün dört bir yanı şantiyeye döndü. Bir sokakta üç – dört inşaat, kaldırımları kapatmış hafriyat kamyonları, trafik kazaları, uzadıkça uzayan trafik…
YETKİ YETKİSİZLİĞİ, YETKİSİZ YETKİ…
Tüm Türkiye’de olduğu gibi kurumlar arası diyalog eksikliği, görüş farklılıkları ve ortak hareket edememe; plansız ve sorunlu bir Kadıköy’ü karşımıza çıkarıyor. “BİZ” diyebilmenin önemi, bu noktada daha iyi anlaşılıyor.