Her gördüğüne inanmanın faturası bazen büyük olabiliyor, en azından balığın gözünden baktığımızda… Oltanın ucuna takılan sahte bir balık, yüzlerce balığın bir arada bulunduğu sürüyü kendine çekmeye yetiyor.
Suyun altında pul pul parlayan fosforu ve şekliyle gerçek balıktan ayırt edilemeyen rapala, İstanbul sahillerinde balık avcılarının gözdesi…
HAYDARPAŞA GARI’NA KARŞI KADIKÖY’Ü YAŞAMAK…
Ne kahvehane köşeleri, ne de televizyon karşısında çoğu kez boşa geçen saatler… Oltasını aldığı gibi Kayışdağı’ndan Kadıköy’ün yolunu tutan Fuat Gökçe, gecenin ilerleyen saatlerine kadar rapalasını sallıyor Marmara’nın serin sularına… Serin, bir o kadar da kirli… Yine de cömert davranıyor Marmara; her rapalada bir balık, bereketiyle geliyor. Eski günlerinden çok uzak olsa da, Marmara Denizi’nde balık tutmak hala mümkün…
“KADIKÖY’Ü SEVİYORUM, ZAMANIMI DEĞERLENDİRMEYİ DE…”
Fırsat buldukça kendini Kadıköy’ün sahillerine attığını dile getiren tıp ürünleri firması sahibi Fuat Gökçe; “Bence toplum olarak zamanımızı pozitif hobilerimiz ile değerlendirmeliyiz. Saatlerce kahvehane köşelerinde zaman öldürmek, televizyon karşısında zararlı programlar ile kendinden geçmek ya da birçok örnek; bunlar bana göre değil… Sahilde dalgaların hafif sesiyle Haydarpaşa’ya karşı oltanı sallamak, deniz ile iç içe olmak gibisi yok. Sarıkanat, çinekop ve kefal, en çok oltaya takılanlardan… Herkes kendine bir şekilde hobi edinirse, toplum için daha yararlı olacağını düşünüyorum” şeklinde konuştu.
KEDİLERİN BALIK NÖBETİ…
Kış aylarının yaklaşması ile birlikte Kadıköy Rıhtım’da sayıları artan balıkçıların arkasında kediler, balık nöbeti tutmaya başladı. Çoğu kez balıkçıların dalgınlıklarından yararlanarak kovalardan istediğini alan kediler, bazen ilginç görüntüleri de beraberinde getiriyor.